Ordu şehrinin ilk kurulduğu 19. Yüzyıldan beri içme suyu ihtiyacını Boztepedeki su gözesi olan doğal kaynaklardan karşılıyordu…Bazı aileler de sakalar yoluyla Keçiköy’deki tarihi çeşmelerden temin ettikleri suları evlerine günlük olarak taşıtıyorlardı..
SU KAPLARLA
TAŞINIYPRDU
Boztepe'nin yamaçlarındaki vadilerin mahallelere yakın kısımlarına yapılan çeşmeler, o semtin su ihtiyacına yetiyordu. Su çeşmelerden evlere güğüm gibi kaplarla taşınarak kullanılmaktaydı. Ayrıca, bir çok evin avlusunda da sarnıç vardı ve sarnıç suları daha ziyade temizlik işlerinde kullanılmaktaydı.
Şehirdeki nüfusun artması, mahallelerin genişlemesi karşısında çeşmelerin de ihtiyacı karşılayamadıkları görülmekteydi. Ayrıca, çeşmelere gelen suyollarının bozulması, boruların çürüyüp su kaçaklarının çoğalması; en fenası da lâğım sularının bu su kanallarına sızması neticesinde, çeşmelerin birçoğu hastalık kaynağı olmuştu.
VALİ NAZİF ERGİN
1931 yılında Ordu’ya Vali olarak tayin olan Nazif Ergin Bey, ilk olarak içme suyu işine el atmıştı. Esasen kendisini bu yöne teşvik eden de Ordu Sağlık Müdürü Dr. Derviş Kuntman Bey idi. Dr. Derviş Bey şehirde sık sık tifo vakalarının meydana çıktığını görünce, bunun içme sularından kaynaklandığını tespit etmişti. Dr. Derviş Bey, şehir içi ve civarındaki bütün su kaynaklarını tek tekin inceletmiş, bu hususta tam bir bilgi sahibi olmuştu.
DOKTOR DERVİŞ BEY ANLATIYOR
Dr. Derviş Bey, Ordu'daki Sağlık Müdürlüğü zamanına ait hatıralarında içme sularımız hakkındaki tespitlerini şöyle anlatmaktaydı:
"27 Eylül 1931 de Ordu'ya gelip, Ordu Sıhhiye Müdürlüğü vazifesine başladım. Umumi hıfzısıhha kanunu mucibince belediyelerin herşeye tercihan memlekete içme suyu getirmesi ve mevcutlarının yollarını ıslah ve tamiri vazifeleri icabı iken Ordu Belediyesi de bu hususlara ehemmiyet vermemiş; eski çeşmelerin boruları hemen tamamen bozularak, suları da içilmez bir hale gelmişti. Kışın kasabada laboratuarca müspet birkaç tifo vakasının görülmesi üzerine Vilâyet Umumi Hıfzısıhha Meclisi toplattırılarak keyfiyet meclise ehemmiyetle arz ettirildi.
HASTALIKLAR ARTTI
Hastalığın seneden seneye artmakta olduğu ve anemik bir hal aldığı sebebinin de su borularının bozuk olmasından ve bunlara lâğım karışmasından ileri geldiği bunun önüne geçmek için memlekete demir pik borularla iyi bir su getirtmekten başka bir çare olmadığı etrafıyla izah edilerek, Vilâyet Makamının dikkat nazarına çekmişti.
NUMUNELER
GÖNDERİLDİ
Vali Nafiz Ergin Bey nüfuzlu, otoriter ve enerjik bir zat olduğundan, bu meseleyi halletmeye karar verdi. Ve civarda içmeğe elverişli böyle bir su araştırılmasını emretti. Ve o günden itibaren su getirmek hususunu ön plana aldı. Ve biz de , hemen bu havalide pek meşhur olan ve sertlik derecesi bir buçuk olan Akobuz suyunun membağına giderek, numune alıp ve miktarını ölçüp, Sıhhat Vekaletine gönderdik.
SONUÇ OLUMLU ÇIKTI
...Sıhhat Vekâletinin Akobuz Suyunun keyfiyet ve kemiyet bakımından kasabaya akıtılması hakkındaki olumlu tebligatı üzerine Vilâyet, Belediye ve Nafıa birlikte faaliyete geçerek plan ve projeler yapıldı. Avrupa’ya borular ısmarlandı. Mükellef amele ve Köylüler yollara dizilerek, su borusunun geçeceği güzergâhı kazmağa başladı. Tez zamanda borular vapurlarla gelerek sahile indirildi ve Belediye önündeki kumsala dizildi. Herkeste artık suyun geleceğine dair bir emniyet hasıl oldu. Vali de, haklı olarak bu icraatından, şahsî teşebbüsünden gurur duymağa başladı.
BORULAR DÖŞENDİ
Bir müddet sonra şehirden itibaren borular döşenerek, menbağına varıldı. Şimdi sıra kapotaj ameliyesine gelmişti. Yani, gözenin etrafı temizlenerek, üzerine betondan bir hazine yapılacaktı. Lâkin, bu ameliye esnasında-dinamit kullanıldığı söyleniyor- suyun dörtte üçünün zayi olduğu görüldü.
NAFIA MÜDÜRÜ GÖREVDEN ALINDI
Vali meseleden haberdar olunca, son derece müteessir olarak Nafıa müdürünü işten el çektirmeye mecbur olduğu anlaşıldı. Vaziyetten Sıhhat Müdürlüğü haberdar edilmeyerek, bilmem kimin tavsiyesiyle, gözeye yakın demir ve kükürt emlâhını havi bir maden suyu hâzineye akıtılarak, güya zayiat telâfi edildi. Bu suretle, elde edilen ve bir süzgeçten geçirilmeyen ve kasabada depo yapılmadığından doğrudan doğruya borulardan geçen su, kasabada birkaç çeşmede akmağa başladı. Buna, tabiatıyla büyük merasim yapıldı. Fakat birkaç gün sonra, suyun sürahilerde kırmızı bir renk ve rüsup bıraktığı ve çamaşırları köpürtmediği, istedikleri suyun getirilmediği anlaşıldı. Herkes büyük bir hayal sükûtuna uğradı. İşte, Ordu'ya su, bu şekil ve halde geldi…”
16 KİLO MERTEDEN GELDİ
Akobuz suyunun kaynağı şehre 16 km. uzakta idi. Buranın rakımı isi 212 metredir. Kaynakla şehir arasında Tumasuyu, Melet, Civil ve Bülbül Deresi gibi 4 akarsu vardı. Bunlardan ilk üçünün yatakları çok genişti ve hemen her yıl sel halinde akarak, üzerlerindeki ahşap köprüleri ya yıkarak ortadan kaldırıyor veya büyük hasara uğratıyorlardı.
Akobuz'un kaynağından itibaren döşenen su boruları, mecburî olarak Tumasuyu Melet ve Civil köprülerinden geçirilecekti. Bu yüzden, sık sık ârızalar oluyor şehre akan sularda kesilmeler meydana geliyordu. Bu sebeple de, şehrin bazı mahallelerine dağılmış olan eski çeşmeler devreye sokuluyor, bunlardan istifade edilmek zorunda kalınıyordu. Akobuz suyu, kaynağından şehrin girişine kadar, çoğu gönüllü işçiler tarafından kazılan derin hendeklerlere döşenen 125 mm.lik funt tabir edilen bir çeşit borularla akıtıldı.
ALMANYA'YA SİPARİŞ EDİLDİ
Borular Almanya’ya sipariş verilmişti. Boruların bedelini karşılamak üzere Ordu’da bir bağış kampanyası açılmıştı. Bu kampanyaya, evlerindeki ata yadigarı kıymetli eşyalardan birçoğu, hazırlanan Eşya Piyangosu için verilmeğe başladı. Kurulan “Su İşlerine Yardım Cemiyeti”nin tertip ettiği büyük eşya piyangosuna 3481 liralık eşya konmuştu. Cemiyet, ayrıca kartpostallardan bir Akobuz Albümü hazırlatarak, yeni bir gelir sağlamağa çalışmıştı.
170 BİN LİRAYA
MAL OLDU
Akobuz Suyu için, eşya piyangosundan 40 bin, Ordu belediyesinden 20 bin, Özel İdareden 50 bin Lira nakdi yardım sağlanmıştı. Hendeklerin kazılmasının önemli bir kısmı gönüllü amelelerin çalışmalarıyla yapıldığından, bütün masrafların 170 bin lirayı bulduğu hesaplanmıştır. Bu azımsanmayacak bir paraydı. O yıllarda ekmek 6 kuruş, et 15, tereyağı 25, şeker 28 kuruştu. Ev kirası 10-15 lira idi.
1 YILDA KISMEN BİTTİ
1932 yılında başlayan çalışmalar 1933 de kısmen tamamlanmıştı. Şehrin bazı yerlerinde belediye tarafından yaptırılan çeşmelere doğrudan doğruya bu sudan verildi; halk içme suyu ihtiyacını çeşmelerden temin etmeye başladı. Şehir şebekesi ise, sonraki yıllarda ikmal edilecektir.
Kaynağındaki kapotajlardan saniyede 6 litre olarak çıkan Akobuz suyunun 25 bin nüfuslu şehre yeteceği hesaplanmıştı. Ancak, ilk yıllar yeterli olan Akobuz suyu, bir süre sonra keson kuyu açma zaruretini ortaya çıkarmıştır.
VALİ BEKİR BARAN
1938-1939 yıllarında Ordu Valisi Bekir Baran döneminde kentin içme suyu şebekesine döşenecek olan yeni boruları ithal edildi. Pik döküm içme suyu boruları Almanya’dan Ordu açıklarına bir gemi ile getirilmişti. Gemideki vinçle mavnalara doldurulan pik borular önce yük iskelesine çıkartılıyor, sonra şehirde emniyetli bir depoya taşınıyordu. İçme suyu borularının şehre kadar deniz yoluyla gelmesine halkta büyük bir sevinç ve ilgi vardı. Çünkü şehirde o yıllara kadar içilen sulardan dolayı insanların sık sık hastalandıkları görülmüştü.
RAPOR HAZIRLANDI
1930’lu yıllarda Ordu Sağlık İl Müdürü olan Doktor Derviş Kutman yaptığı incelemelerde kentteki insanların sık sık mide, bağırsak rahatsızlıklarına yakalanmasına, kolera, tifo, dizanteri gibi bulaşıcı hastalıkların yaygın olmasına sebep olarak sağlıksız içme sularının sebep olduğuna dair tıbbi bir rapor yazmış ve acilen şehre sağlıklı bir içme suyu getirilmesini önermişti. O yüzden içme suyu boruları mavnalardan iskeleye çıkarılırken kemençeler neşe ile çalınıyordu… Bu pik su borularını Ordu'ya Almanya'dan ithal edip gemiyle getiren bir iş adamı dikkat çekiyordu. O genç iş adamı meşhur Vehbi Koç'tu. İçme suyu borularını getiren yabancı gemi ile Vehbi Koç da Ordu'ya kadar bizzat gelmişti.
VEHBİ KOÇ
Vehbi Bey getirdiği pik boruların öncelikle kumsala kadar çıkartılmasını bizzat başında durarak takip etti. Ordululara malzemeyi sağlam olarak depoya dek taşıtarak teslim eden Vehbi Koç’un işine olan özeni ve titizliği daha o yıllardan belli oluyordu. Vehbi Koç boruların taşınması işlemi bitiminde Ordu Valisi Bekir Baran, Halkevi Başkanı Diş Hekimi Yekta Karamustafaoğlu ve Belediye Reisi Dr. İbrahim Namık Bey ve yetkili elemanlar birlikte son kez boruları inceleyip saydılar ve kalitelerini denetlediler.
YETERSİZ KALDI
1938 yılında Vali Bekir Baran'da Vehbi Koç kanalıyla Ordu’ya yeni içme suyu boruları getirttikten bir müddet sonra şehre içme suyu şebekesi yapılıp, evlere ve iş yerlerine içme suyu verilmeye başlandı. Kaynağındaki kabotajlardan saniyede 6 litre olarak çıkan Akobuz suyunun 25 bin nüfuslu şehre yeteceği hesaplanmıştı. Ancak, ilk yıllar yeterli olan Akobuz suyu, bir süre sonra nüfus artışı yüzünden yetersiz kalmış, ilave keson kuyular açma zaruretini ortaya çıkarmıştı. İlk defa 1962 yılında başlayan Keson kuyu açma çalışmaları, sonraları daha da genişletilmiş; Akobuz Suyunun kalitesi ise bu kuyulardan katılan sularla tamamen değişmişti. Bugün ise; Akobuz Suyu denilecek bir içme suyunu şehirde mevcudiyetini bulmak mümkün değildir.
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.