Belki henüz görmediniz… Ben geldiği gün kamyonun üzerinden henüz indirilmeden önce gördüğümde tek açıdan bakabildiğim için bütünsel olarak değerlendirememiştim. Fakat kaidesine yerleştirildikten sonra ayrıntısıyla incelediğimde bu heykeli “ TÜRKİYE’DE HEYKEL SANATI” deyince akla gelen az sayıda sanatçıdan birinin yaptığına inanamadım. Gerçekten heykeltıraş Ferit Özşen bu konuyu hiç ciddiye almamış ve sıradan bir kent heykeli olarak tasarımlamış. Muhtemelen ana fikri oluşturduktan sonra, öğrencilerinin eliyle bu heykele son noktayı koymuş.
Sanatsal bir tavırdan bahsetmenin kesinlikle mümkün olmadığı bu heykelde, öndeki insan figürleriyle arkadaki gemi kütlesinin oranları tamamıyla hatalı. Bu oransızlıkta stilize edilmiş bir yorum arıyorsunuz , o da yok. En fahiş hata ise üç adet insan figürünün tek olarak çalışılıp, aynı kalıptan çoğaltılarak tekrarlanması. Drapelerde ( elbise ve kumaş kıvrımları) üstünkörü el müdahalesi ile işin hafife alınıp, kolaycılığa kaçılması.
Şimdilerde kamu oyunda tartışılan Atatürk’ün Rüsumat gemisinde ne işi olduğu ve kıyafetlerle ilgili çelişkilere değinmek istemiyorum. İşin bu yönü anıtın yapılmasına neden olan tarihi olayı daha iyi bilenlerin yorumlayacağı bir konu. Ben işin “heykel sanatı” boyutuyla ilgili bir şeyler söylemek istiyorum. Heykelin içerdiği konuyu bir an tamamıyla bir tarafa bırakarak heykelin anıt olabilecek tavır ve heyecana sahip olup olmadığına bakmak gerekiyor. Oransal yanlışlıklar ve tümüyle ticari düşünüp, kolaycılık tuzağıyla bir kent halkını pusuya düşürmek affedilir bir şey değil. Sayın Ferit Özşen 0rdu’yu ve Orduluları fazla önemsememiş. Bu heyecansız kolaycılık ne yazıktır ki bir eser olması gereken bu bronz kütleyi sıradan bir iş haline getirmiş.
Bir sanat eserinin niteliğini yorumlamak kolay bir iş değildir. Sanatçının bildik yorumları her eserde farklı tatmin ve sonuçlar içerir. Ama bizler bir sanat eseri de beklemiyorduk. Realist bir tavırla ve doğru oranlarla biraz kafa yorulmuş, üzerinde düşünülmüş bir anıta da razı olabilirdik. Fakat anıt diye Ordu’ya gönderilen bu kütle bir hayal kırıklığı. Bu heykelin yapım aşamaları keşke izlense ve üzerinde tartışılıp sonucu sürprizlere bırakılmasaydı.
Geçmiş yıllarda henüz TEM otoyolu açılmadan önce E-5 karayolundan İstanbul’a girenler Maltepe kavşağında bir dolu oransız Atatürk heykelinin bulunduğu bir arsayı hatırlayacaklardır. Bu arsa üzerinde kurulu olan heykel atölyesinin sahibi alaylı bir ustadır. Bu ustanın yaptığı fiberglastan birbirinin tekrarı yüzlerce Atatürk heykeli bugün ülkenin birçok il ve ilçesindeki kaidelerin üzerinde, teknolojik, soğuk bir meta olarak duruyor. Kendisine Profesörlük payesi layık görülmüş bir Akademisyenin bu kötü işleri üreten alaylı bir ustayla aynı kategoride yer alması ülke sanatı adına ne acı…
El yüreği, yürek gözü, göz aklı etkiler. Ve de tersi: Akıl gözü, göz yüreği, yürek eli… Bu etkileşim sürer gider. O yüzden de hiçbir teknoloji harikası makine sanat yapamaz. Araba yapabilir, TV yapabilir, bilgisayar yapabilir, robot yapabilir. Ama sanat yapamaz. Bütün o harika makineler ancak insan elinin emrinde, o elin uzantısı, fişe takılmış hali olduğunda sanat yapabilir.
Türk Heykel Sanatı’nın son dönem en büyük ustalarından Mehmet Aksoy “HEYKEL AKLIN GÖZÜYLE TASARLANIR, YÜREĞİN ELİYLE YAPILIR. BU İKİSİNİN DİYALEKTİK ETKİLEşİMİYLE TAş DEĞİşİR, GELİşİR, BİTER, HEYKEL OLUR” diyor.
Ne yazık ki bize heykel diye gönderilen bu bronz kütlede yukarı da sayılanlardan “ESER” yok. 18 Ekim 2007
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.