
BİÇİ (Birlikte Çok İyiyiz) Strateji Danışmanı Yücel Congur, sahanın bize söylediği oldukça net mesajlar var. Ordu kaynak açısından oldukça zengin bir şehir olmasına rağmen bunu gerektiği gibi yorumlayamıyor ve kullanamıyor” bunlardan sadece biri.” dedi.
Röportaj: Yasin Çanakçı
Bu aralar Ordu’da en çok konuşulan konulardan biri BİÇi. BİÇİ (Birlikte Çok İyiyiz) 15 Aralık’ta 2015 Orduluyla yüz yüze yaptığı anket sonuçlarını açıklayınca bir anlamda kanayan yaraya parmak basmış oldu. Anket sonuçlarında her 10 Orduludan 7’si Ordu’nun marka şehir olmadığını, 8’i genel yönetim biçiminden hoşnut olmadığı kaynakların verimli kullanılmadığını düşündüğü ortaya konuyordu. Baş yazarımız Rüştü Baş dahil olmak üzere yazarlarımızdan Yalçın Şimşek, Ali Öztürk bu konuyu ela alan yazılar yazdı. Biz de BİÇİ’nin nasıl ortaya çıktığını, neleri hedeflediğini BİÇİ Strateji Danışmanı Yücel Congur’la konuştuk. İşte o röportaj:
SORU: Yücel Bey, biraz sizi tanıyabilir miyim?
Kısaca özetlemem gerekirse Ordu’nun çocuğuyum.1980 yılında Ankara’ya gittim ve 42 yıldır oradayım. Son yirmi beş yıldır kendi kurduğumuz işletmeler bünyesinde danışmanlık sektöründe faaliyet yürütüyorum. Yönetim, marka iletişim kurumsallaşma ve kurum kültürü inşaası, ilişki, iletişim, liderlik, siyaset ve saha stratejileri danışmanlığı bunlardan bazıları. Bu süreçte birçok büyük şirkette çalışma olanağımız oldu. Ayrıca etkili anne, babalık üzerine de ciddi faaliyetler sürdürüyoruz. Yazmaya da zaman ayırmaya çalışıyorum. İki yayınlanmış kitabım var ve daha yazılması gereken kitaplar olacak. Aynı zamanda isimli dergilerde çıkmış yazılarım mevcut.
SORU: Sanki bir anda, dünden bugüne, BİÇİ (Birlikte Çok İyiyiz) adında bir organizasyonla sizi tanımış olduk. Nasıl gelişti bu süreç?
Takdir ederseniz, ki hiçbir odak yapılanma bir anda gerçekleşmiyor. Ordu’nun bulunduğu yerden memnun olmayan ve bunu dert edinen bazı bireyler profesyonel çerçevede bir araya geldiler ve öne çıkarak sorumluk aldılar. Yaklaşık bir buçuk yıldır da altı yapı oluşturmak üzere çalışıyordu. İlk görünürlük bir ilerleme ile yani somut veri içeren bir çalışma ile ortaya çıkılması gerekiyordu. Çalışma tamamlandı ve ilk paylaşım basınına gerçekleştirildi. Yani bu stratejik bir tavırdı.
‘BİRLİKTE ÇOK İYİYİZ’ İYİ BİR BAŞLANGIÇ OLDU
SORU: BİÇİ nasıl bir organizasyon, ayrıca ilk saha çalışması neyi amaçlıyordu?
Öncelikle ‘birlikte çok iyiyiz’ oldukça sohbetli bir slogan başlıktır. Ordu’nun geçmişine baktığımızda eksik olana vurgu yapar. Bildiğim kadarıyla ordu için bazı simgeleşmiş bireyler sürekli çaba içindeler ki onlara selam vermeden geçemeyiz. Ancak bir olmak ve bir anlayış çerçevesinde hareket etme yönü hep eksik kalmış gibi duruyor. Muhtemelen bu yola nasıl gidileceği ile ilgili strateji eksikliği yaşanmış. Öncelikle bu niyeti ve kararlılığı ortaya koymalıydık. Sadece bir slogan başlık olsa da BİÇİ ( birlikte çok iyiyiz ) iyi bir başlangıç oldu. BİÇİ’nin anonim bir yapıda olmasını planladık. Yani sahibi olmayan ama geleceği kazanma adına her bireyi açık, sahiplenilen bir yönetim modeli diyebiliriz. Tabii ki merkezi bir yapılanması olmalıydı. Bunu da yapılandırdık. İyi çalışma ise somut şeylere işaret eden bir veri oluşturma çıktısına dayanıyor. Önden şunu söyleyeyim: veri yoksa gidilecek yol yoktur. Yol yoksa heyecan ve inanç yoktur. Dolayısıyla sürdürülebilir motivasyon sağlayamazsınız. İlk çıkış itibari ile önemli bir veri ortaya koymalıydık. Dahası gelecek ve kazanımdan bahsediyorsak heyecan yaratacak ve tüm toplum olarak seveceğimiz yeni bir hikayeye ihtiyacımız vardı. Buradaki kritik vurgu “tüm toplusu” dur. İkinci önemli vurgu ise sevilebileceğimiz yeni bir hikayedir. 2015 kişi ile yüz yüze yapılmış saha ölçümü aslında ilk çıkışı hikayesinin yazılmaya başlandı çalışmayı sembolize ediyor.” Ordu’nun gerçek sahipleri fikrini söyleyerek hikayeyi başlatmış ve bir çağrı yapmış oluyorlar.
ORDU KAYNAK AÇISINDAN ZENGİN AMA BUNU KULLANAMIYOR
SORU: Peki bu saha ölçüm çalışmasının bize söylediği nedir ne anlamalıyız?
Kritik bir soru ve çıkarımlar da o denli önemli. Yeni bir hikayeden çıkması gereken dersler olmalı. Bu gözle baktığımızda sahanın bize söylediği oldukça net mesajlar var. İlki “ Ordu kaynak açısından oldukça zengin bir şehir olmasına rağmen bunu gerektiği gibi yorumlayamıyor ve kullanamıyor” diyen bir halk var, her yüz kişiden sekizi. Dahası bu tespit, siyasi Eğilimlerden öte bir seviyede yapılıyor. Bunu arka planını bildiğim için söyleyebiliyorum. Başka bir tespit ise,” dolayısıyla orada kendi dokusuna uygun bir tarzla karakterize ettiği içeriği markalaşmış bir şehire dönüştüremiyor” diyor, halk. Bu sonuç müthiş bir potansiyele müjdelerken, bir şehir efsanesine dönüşmüş olan ” Bu şehirden hiçbir şey olmaz, bir şey değişmez” hikayesinde dürüp çöpe atıyor. Yapılması gereken bu potansiyel inancı, kinetiğe yani harekete dönüştürmektir. İşte bu niyeti Ve enerji derleyip toplayacak liderlik aklına ve becerisine ihtiyaç var. Onun için liderlik aklı oluşturmak neredeyse her şeydir.
BU ŞEHRİN LİDERLİK YAPISI ELE ALINMALI
SORU: “ Bu şehrin liderlik alt yapısı öncelikle ele alınmalıdır.” Bunu özellikle de üstüne basarak vurguluyorsunuz diyebilir miyiz?
Tamamen budur, diyebilirim. Bakın geçmişten bugüne neyi yapmamışız, neleri göz ardı etmişiz? Biraz dikkatli cevaba ulaşırız. Şehrin birçok kaynağı var demiştik ancak bir tanesi var ki Türkiye’de ve dünyada rekabet etmemizi sağlayacak ve farkı yaratacak olan insandır. Görüyoruz ki geçmişten günümüze neredeyse yatırım yapmadığımız tek kaynak insan olmuş. İnsan gelişimi ve dönüşüne ayrılan kaynak asla bir harcama değildir. Yapabileceğiniz en garantili yatırımdır. Bunu çok önceleri fark eden şirketler, şehirler ve ülkeler hep önde oldular bundan sonra da böyle olacak, ki tüm dünyada otorite kabul edilen şahsiyetlerin sürekli bunu vurgulamasıyla anlıyoruz. Bu doğrultuda, insan tasarımını görmezden gelin merkezi insan ve ona yatırıma koymuyorsunuz bırakın geleceği kazanmayı, gidilecek yol bile bulamazsınız. Hepsi bu, nokta. Bunun istisnası yok. Formül şöyle işler: Geleceği kazanmanın yolu onu tasarlamaktan geçer. Geri Tasarlayabilmen ve aksiyon alabilmenin yolu da O şehirdeki liderlik alt yapısına bağlıdır. Bu formülün dışındaki uğraşlar çoğunlukla zaman ve emek kaybıdır. Bir şeyler oluyor gibi görünen tüm uğraşlar fark yaratacak etkiyi neredeyse sağlayamazlar.
HER GÜN VAKİT GEÇİRDİĞİNİZ 5 İNSANIN ORTALAMASINDAN İBARETSİNİZ
SORU: Yaklaşık 40 yıldır Ordu’ya dışarıdan bakıyorsunuz. Şehrin kültürüne dair gözlemleriniz varsa paylaşır mısınız?
Doğrudur, bir kısım gözlem yapma fırsatını buldun, aslında danışmanlık süresince diğer bazı şehirleri de inceleme fırsatım oldu. Dolayısıyla birçok şehir ve şehrimizle ilgili, yaşayış ve kültürel izler açısından birkaç kitap yazılacak kadar doneyi ortaya koyabiliriz. Şimdilik kısaca birkaç noktaya değinmeye çalışayım. Tıpkı insanlar gibi şehrinde aklı ve ruh halleri vardır diyebiliriz. Bu akıl ve ruh hali zamanla tekrarlar şeklinde yapılanır. Ve kanık sanmaya döner. Üstelik neredeyse vasat olanı sever hale geliriz. Jim Ron’un Dediği gibi; “ Her gün vakit geçirdiğiniz beş insanın ortalamasından ibaretsinizdir”. Bu şehrin enerjisi evlerinde, kafelerinde, işyerlerinde, STK’larında bir araya gelen insanların her gün ne konuştuğu ve ruh halleri gibi faktörlere göbekten bağlıdır. Mesela konuşulan onu şeyden sekizi siyasetse kültürümüz devinimde değildir. Daha çok cepheleşme ve olumsuz enerji ile çevrelenirsiniz. Aynı ortamlarda bir araya gelen insanlar, hatta oturdukları, masalar bile aynı iken, konular tekrardan oluşuyorsa şehir tam manasıyla uyukluyor demektir. İş dünyası, sanat spor ve kültürü çizik bir plak gibi takılı kalmıştır. Kapasite kullanımı minimumda yaratıcılığı ve yenileşme kanalları tıkanmıştım. Bireysel çabayla kendisini gelişim ve ruhsal anlamda üstünde tutmaya çalışan hastayı da insan olsa da, bir süre sonra direnç düşer ve istisnalar hariç genelle benzeşme yaşanır. Küskünlükler ve geri çekilmelerde oldukça yoğun görülür. Şehrimizin genel görünümü ve fotoğrafla uyumlu dur. Sonuçta şehrimizin sınırlı ve durağan bir zihinde yaşadığını söyleyerek tamamlayalım. Çözüm ise, bir ilinde yaşadığını söyleyerek tamamlayalım. Çözüm ise, kültürü devinme sokmaktır. Bunun için hep birlikte çaba koyacağız.
ANA HEDEF SEKTÖREL MANİFESTOLAR OLUŞTURMAK
SORU: Son olarak, BİÇİ moderatörlüğünde şehri kültürel devinime sokacak zihni ve ruh halini yükseltecek bir planlamayı ve pratiği görebilecek miyiz?
Tabii ki, kısaca bazı noktaları vurgulamaya çalışayım. Öncelikle bazı temel tespitler yaparken bazı disiplinlerden yararlanıyorum. Bilim; sosyoloji, psikoloji; sosyopsikoloji; sanat estetiği; ekosistem etiği gibi. Bizler psikolojik varlıklarız. Sanıldığının aksine aklımızı sınırlı, duygularımızı neredeyse sınırsız kullanma eğilimi gösteririz. Bu durumu bir varsayım değil, kanıta dayalı bir tespittir. Süreç zihin tekrarıyla ve sınırlı kullanımıyla şekillenir. Buna, zihin yaratıcılık ve gelişim açısından yavaşlaması diyebiliriz. Şimdi bir şehrin geleceğini kazanmak istiyorsak, şehir şuana kadar sınırlı bir alana sıkışmışsa tüm bunların hem sebebi olmuş hem de bunu değiştirebilecek tek unsur insanı tasarlamak zorundayız. Düşünsel, duygusal ve ruhsal anlamda sıçrama yapan bir birey her şeyi değiştirebilir. Bu bir varsayım değil, kanıtlı bir tespittir. BİÇİ’nin merkeze koyduğu strateji budur. Fiziksel yeni mekan vs. tasarım değil fiziksel tasarım inceliyor olacağız: Buna şehrin fiziksel aktivasyonunu başlatacağız diyebiliriz. Süreçle ilgili paylaşımını önümüzdeki haftalarda görünür kılacağız.
Stratejinin iki ana hat üzerinden şehrin tüm unsurlarına değeceğini söyleyebilirim. İlki, sonun çözme ağı: Bu kulvar organizasyon kimliği kazanmış; Tüm iş dünyası, STK’lar, meslek örgütleri, vs içerecek.
İkincisi, düşünür merkezi yapılanması olacak. Burada BİÇİ moderatörlüğünde merkezi olarak, gönüllük ilkesiyle yapılanacak kurallar olacak. Tüm bu strateji oluşumlara değişim öncüleri diyoruz.
Bütün stratejik yapılar aynı anda aktive olacak yani aynı anda tüm kulvarlar aktife geçmiş olacak. İlk etapta, sorun çözme ve paydaşlarına işaret edeceğimiz ana hedef Sektörel Manifestolar Oluşturarak ortak bir aklı yapılandırmak ve hepimizin seveceği büyük bir resme yönelmek olacak. Merkez eylem sürecinde ise, etki oluşturma, veri oluşturma ve geliştirme, sanat geliştirme, hayvan, iklim değişikliği ve çevre gibi kurallar oluşturmasını hedefliyoruz. Bu konularda faaliyet gösteren STK’lar vs. Varsa da burası STK temsilcilerine katılacağı bir üst kurul gibi strateji geliştirmeye odaklanacak. Gerçek ve kalıcı çözümler hedeflenecek. BİÇİ’nin en önemlisi fonksiyonlarından bir tanesi kuralların oluşması ve bir arada çalışa bilmeleri için bir prensipler kültürü tanımlamak ve moderatörlük görevini üstlenmek olacak. Ayrıca yakın zamanda hazırlığı devam liderlik okulu tasarımı seveceğimiz yeni bir hikaye yazımı için şehrin gerçek sahipleri halkımızla Buluşmaları da başlayacağımızı söyleyebilirim. Son olarak, bu keyifli sohbeti gerçekleştirme fırsatı veren Ordu Olay ailesine içten teşekkür ederim.
Yorum Yazın