İşsizliğin Gözü Kör Olsun

Siyaset yerel seçime odaklanmışken, halkın asıl gündemi işsizlik ve hayat pahalılığı.

Dar gelirliler sürekli artan işsizlik ve cep yakan fiyatlar karşısında iyiden iyiye dert sarmalına giriyor. Bir yanda yüzde 12’ye ulaşan işsizlik diğer yanda çarşı pazardaki ateşle nasıl baş edeceğinin hesabını yapıyor.

İşsizlik tüm ailelerin ortak sorunu. Neredeyse her evde bir işsiz var. Bazılarında bu sayı daha yüksek. Resmi rakamlara göre 4 milyona yakın kişi işsiz . Aslında kayıtlara geçmeyenlerle birlikte işsiz sayısı 7 milyonu aşıyor. Aralarında üniversite mezunlarının yer aldığı yüz binlerce yurttaş harıl harıl iş arıyor, umutla kapıları aşındırıyor. Ne var ki aldıkları yanıt karşısında umutları tükeniyor. Bu ortamda düşük ücretle, hatta sosyal güvenceden yoksun çalışmayı bile kabul ediyorlar. O denli çaresiz ve muhtaçlar.

4 milyona ulaşan ve sayıları her geçen gün giderek artan işsizler ordusunun yüzde 25’i üniversite mezunlarından oluşuyor. Bu da gösteriyor ki, iş bulabilmek için nitelikli yüksek öğretim kurumunu bitirmek yeterli olmuyor. ODTÜ, Bilkent, Hacettepe, İTÜ, Boğaziçi, Başkent, YTÜ, Ankara ve İstanbul Üniversitelerinden mezun olanlar bile iş bulamıyor. Oysa, bu üniversiteler nitelikli eğitimleri ile bilinir.

Her 4 işsizden biri üniversite mezunu. Yani, büyük umutla yüksek öğretime başlayanlar, okul bitince hayal kırıklığına uğruyor. Bir anlamda, çevresine, ailesine, hayata küsüyor, içine kapanıyor. Üniversite mezunlarındaki işsizlik oranı yüzde 12 olan genel oranı aşarak yüzde 13.1’e yükseldi. Aslında vahim olan bu tablo.

Üniversiteli işsizlerin yanı sıra mesleki ve teknik lise mezunlarındaki oran da giderek artıyor. Yani, çok salık verilen teknik eğitim bile iş kapısını aralamıyor artık. Korkunç olan işsizliğin giderek çoğalması, her yıl üniversite mezunlarının işsizler ordusuna katılması. Vahim olan bu görüntü üretime yönelik politikaların eksikliği ile birlikte sayıları 209’a ulaşan her yerde mantar gibi türeyen çoğu tabela üniversitelerinin sorgulanmasını gündeme taşıyor. Bir çok ildeki yüksek öğretim kurumlarında verilen eğitimin yetersiz ve lise düzeyinde olduğunu bilim insanları, akademisyenler dile getiriyor.

Ülkemize akın eden, her yanda boy gösteren Suriyeli ve diğer sığınmacıların ucuz iş gücü olarak istihdam edilmeleri Türk gencinin önünü kestiği sır değil. Sayıları 4 milyona ulaşan sığınmacılar düşük ücret ve sosyal güvenceden yoksun çalıştırılmalarından ötürü işverenlerin öncelikli tercihi oluyor.

Artık her evin ortak sorunu haline gelen işsizliğin önlenebilmesi, aşağılara çekilebilmesi için siyasi iktidara önemli ödev düşüyor. Bu tablo karşısında yakınmak yerine bir şeyler üretebilmek, çözüm önerileri oluşturmak tüm siyasilerin görevi aslında. Çünkü sorun çok büyük ve can yakıyor.

Hükümet, işsizliği azaltabilmek için yeni bir “istihdam seferberliği” başlattı. Yeni istihdam edilecek işçilerin ücretleri 3 ay boyunca İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacak. Hükümet seferberlikle 2.5 milyon kişiye istihdam sağlanmasını öngörüyor. İşverenleri istihdamı teşvik etmeye yönelik bu kampanyanın ne denli olumlu yansımalar oluşturacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Yeni üretim kaynaklarının, dolayısıyla yeni iş alanlarının açılabilmesinin diğer yolu yabancı sermayenin ülkeye gelerek yatırım yapmasından geçiyor. Eğer dış sermayeye yeterli güvence verilir, teşvikler sağlanırsa pekala yeni iş alanları, üretim merkezleri, binlerce kişiye ekmek kapısı açabilir.

Ancak, son yıllarda Türkiye’ye karşı bir ürkeklik var yabancı sermayede. Zaten eskisi gibi yatırım yapmadıkları aşikar. Ekonomi, sosyal ve hukuksal güvencelerin verilmesi onların olmazsa olmazı. Eğer bu güvenceleri sağlayamazsanız adım atmazlar.

Demem o ki, gözü kör olası işsizliğin önlenebilmesi için üretim politikalarının ivedi olarak hayata geçirilmesi gerekiyor. Hükümetin başlattığı “istihdam seferberliği” bu konuda olumlu adım olmakla birlikte tüm siyasetçiler, işverenler, patronlar birlikte ellerini taşın altına sokmalı. Bu ülke hepimizin ortak paydası ve başka yurdumuz yok. Sen ben değil, hepimiz için.

İşsizliğin ne olduğunu, ne sıkıntılar yarattığını kuşkusuz evlerinde en az bir işsiz bulunan aileler çok iyi biliyor. Gündelik yaşamda ne sorun yaşadıklarını tuzu kurular bilemez. Dediğim gibi, işsizliğin gözü kör olsun.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Şükrü Karaman - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.