Gönül kırıklığından yeni partiye…

Bombayı ilk, Hürriyet’in deneyimli yazarı, duayen gazeteci Yalçın Bayer patlattı.

Kurban Bayramı öncesi köşesinde , “İnce, 15 Eylül’de partisini kuruyor” başlıklı yazısı ile CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin yeni parti kuracağını kamuoyuna duyurdu. Haberin etkisi bayram süresince çok konuşuldu, konuşulmaya da devam edilecek gibi.

CHP Gençlik Kolları’nda siyasete başlayan, yıllarca Yalova milletvekili ve Grup Başkan Vekili olarak TBMM’de görev üstlenen Muharrem İnce’nin yıldızı 24 Haziran 2018’de Cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı yüzde 30 oyla parlamıştı. Aslında, milletvekilliği döneminde Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmalarla dikkat çekmişti. Düzgün hitabeti, hazır cevaplığı ile tanınan İnce’nin çocukluğundan bu yana CHP ile ayrılmaz gönül bağı var. Bunu da her konuşmasında dile getiriyor.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından yaşanan gelişmeler, İnce ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında soğuk rüzgârların esmesine yol açtı. Sonuçların belli olmasından sonra ortalıkta görünmemesi, uzun süre kamuoyuna açıklama yapmaması, çeşitli söylentilerin ortaya atılması özellikle CHP üst yönetiminin İnce’ye olan tavrı soğukluğu oldukça artırdı. “Saray’a giden CHP’li kim” haberi İnce ve CHP yönetimi arasında sert tartışmalara yol açtı.

Dinmiş gibi görünen soğukluk, CHP’nin 37. Olağan Kurultayı’nda yeniden gün yüzüne çıktı. Partinin Cumhurbaşkanı adayı İnce’nin kurultayın yapıldığı alanda tuvaletin önündeki son sıraya oturtulması bardağı iyiden iyiye taşırdı. Kendisine destek veren delege, belediye başkanları ile vekillerin partiden dışlandığını her zeminde açıklayan İnce, CHP’nin kuruluş ilkeleri olan Cumhuriyetçilikten, laiklikten uzaklaştığını düşünerek yeni parti kurmaya karar verdi.

Bayram süresince çalışmalarını memleketi Yalova’da sürdüren İnce, alanlarında uzmanlaşmış yeni yüzlerle partisini yılbaşında kuracağını SÖZCÜ gazetesi yazarı Saygı Öztürk’e açıkladı. “Türkiye’nin gidişatından memnun değilim. Cumhuriyet’in kazanımlarını yok ediyorlar. İktidardan da muhalefetten de memnun değilim. Türkiye’ye yeni bir çıkış yolu lazım. Birinci parti olmak için yola çıkıyoruz” diyerek iddiasını gösterdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sitemini gizlemeyen Muharrem İnce, “Kılıçdaroğlu, ‘dostalarla birlikte iktidara geleceğini’ söylüyor. Kendi partisindeki dostlarını unutmuş olan Kılıçdaroğlu mu iktidar olacakmış? Uzak dostlarına bakacağına, partideki dostlarına el atmalı” diyerek kendisi ve yol arkadaşlarının dışlandığını özetliyor.

Partinin alt kademesinden gelip, Cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce’nin gerçek CHP emekçisi ve sevdalısı olduğunu kimse yadsıyamaz. Görünen o ki, kendisine değer verilmediği, destek olanların kıyıma uğradığını düşünen İnce, bu kez iyiden iyiye partisi ile köprüleri attı. CHP Genel Başkanı ya da yönetimden bir grubun İnce’ye tavır aldığı aşikar.Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından yaşanan soğukluk, gerginlik kamuoyunun gözünden kaçmadı. Yıllarca partiye emek veren birinin bu denli kıyıya itilmesi, dışlanması hiç doğru değildi.

Yaşamının büyük bölümünü CHP’ye harcamış bir siyasetçinin Genel Başkan koltuğuna oturmak istemesi yadırganmamalıydı. Her partili gibi onun da doğal hakkı CHP Genel Başkanlığı. Bunu çeşitli yollarla engellemek sosyal demokrat partiye yakışmadı.

Sonuçta, İnce kararını verdi partisini yılbaşında kuracak. Kuşkusuz bu girişim birileri tarafından, “Saray destekli”, “CHP’yi bölme hareketi”, “Giderek zayıflayan AKP’nin işine yarar” diye eleştirecek. O halde, Kemal Kılıçdaroğlu’na düşen görev, ivedi Muharrem İnce ile bir araya gelerek gönlünü alması, partide etkin bir görev vermesi, dışlandığı hissini ortadan kaldırmasıdır. Bir diğer görev de il, ilçe ve belediye başkanlarına düşüyor, İnce’nin partide kalmasına yönelik.

Nereden baksanız, Muharrem İnce, yeni partisi ile en az yüzde 10 oy alır, bu da CHP tabanının bölünmesine yol açar. Bu sonuç kime yarar?