Kadına kalkan eller

Okumuşu okumamışı, cahili kültürlüsü, ünlüsü ünsüzü, zengini yoksulu kim olursa olsun kadına şiddet uyguluyor, ağzı burnu kanayıncaya kadar dövüyor. Hatta bazıları öldürüyor.

Baksanıza oyuncu Ahmet Kural , sevgilisi şarkıcı Sıla’yı yerlerde sürüklemiş, kafasına, gözüne yumruklar indirerek feci şekilde dövmüş. Medyaya yansıyan haberlere göre, milyonların sevgilisi Sıla canını zor kurtarmış. ” Düğün Dernek” filmlerinin “Tüpçü Fikret”i alkolü fazla kaçırınca bir ayrılıp bir barıştığı sevgilisi Sıla Hanım’a vermiş dayağı.

Aslında filmlerini izlerken gözümüzde büyüttüğümüz, hayran olduğumuz o insanların ne denli zayıf karakterli olduğu böylesine nahoş olaylar ile ortaya çıkıyor. Yani çok büyütmemek lazım gözümüzde bu tür insanları. Ünlü de olsa karakteri ve ahlakı defolu ise kör cahil insandan farkı kalmıyor oyuncu denilen acayip kişilerin.

İki sanatçı arasındaki kavga, aslında erkeğin kadını dövmesi toplumun hala çözüme kavuşturulamayan sorununu bir kez daha anımsattı. Kadına şiddet, dayak statü ve sınıf farkı tanımıyor günümüzde . Geçmişte kırsal kesimde çok yaygın olan, toplumun kanayan yarası haline gelen kronik üzücü vaka ve cinayetlere her gün her yerde her evde, sokakta rastlamak olası. Gazetelerin üçüncü sayfalarında ve televizyon bültenlerinde kadına şiddet haberlerini okumayı ve dinlemeyi kanıksadık. Eğer bir gün o haberler eksik olursa seviniyoruz.

Ne oluyor bu topluma, insanlara? Nedir bu ahlak erozyonu, sapık ruh halleri? Neden kadına şiddet giderek yaygınlaşıyor? Kuşkusuz bu soruların yanıtını bilim insanları, psikologlar aramaya çalışıyor, çözümler üretiyor. Ne var ki, kadına bu denli el kaldırılması, sokak ortasında öldürülmesi ruh hastalarının aramızda rahatça dolaşması inanın toplumu ürkütüyor, korkutuyor.

Evlisi bekârı, kadınların neredeyse tümüne yakını erkek egemenliğinden yakınıyor, tacize uğruyor, dövülüyor, sokak ortasında cinayete kurban gidiyor. O kadar toplumsal mücadeleye, devlet politikasına, eğitime karşın, tarlalarda kazma sallayan eli nasırlı, masa başında çalışan ojeli kadınlarımızın ortak sorunu şiddet giderek yaygınlaşıyor.

Türkiye’nin kanayan yarası “kadın cinayetleri” hız kesmeden devam ediyor, tüm çabalara rağmen bir türlü önlenemiyor. Geçen yıl 400’e yakın kadın gözü dönmüş katiller tarafından öldürüldü. Öldürülen her dört kadından biri eşi tarafından katlediliyor. Namus adına işlenen aşağılık cinayetler, ne yazık ki günümüzde hala aileler tarafından teşvik ediliyor. Bazı bölgelerde utandıran bu tablonun, düşüncenin varlığını sürdürmesi daha üzücü. Koruma kararına karşın kadınlar yine de öldürülüyor.

Vefakar ve çileli kadınlar, her türlüğü zorluğu göğüsleyen analar hak ettiği değeri bulamıyor. Türk kadınının değişmez yazgısı şiddet ve dayak. Kanayan yaralardan bir diğeri de kız çocukların küçük yaşlarda imam nikâhı ile babası, hatta dedesi yaşındaki kişilerle evlendirilmeleri. Doğal olarak mutsuz evliliğin sonucu ya kaçma, ya da cinayetle sonuçlanıyor. Oysa, sözüm ona gelinler sokakta oyun oynayacak yaşlardalar. Onlar ne anlar evlilikten, annelikten.

Bin bir dertle boğuşuyor kadınlar. Evde, tarlada, kamu kurumlarında özel sektörde emek harcayan da, çevresine sahte gülücükler dağıtan yalılarda görkemli yaşam

Sürdürenler de eş, koca baskısından dertli. Buna en güzel örnek Ahmet Kural’ın Sıla’ya şiddet uygulaması. Uzaktan imrenerek izleyenler de “ne mutlu yaşamları var” diyorlardır. Oysa, kazın ayağının hiç de öyle olmadığı, görkemli yaşamlarının altında ne büyük fırtınalar yaşandığını gözler önüne serdi bu son olay.

Demem o ki, kadına dayak, taciz ve cinayet her yerde var. Şiddetti önlemeye yönelik ağır yaptırımları uygulayacak olan devletin kendisi. İstet yasal yaptırımlar olsun, ister daha ağır cezalar olsun kadına kalkan eller mutlaka kırılmalı.

“Zordur bu ülkede kadın olmak, kalbi kırılır, umudu kırılır, kolu kanadı kırılır, kurduğu düşleri yıkılır, kırıntılara inat tüm parçaları bir araya yine kendisi getirir. Sen ne yüce bir varlıksın ey elleri ayakları öpülesi kadın.”

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Şükrü Karaman - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.