Serbest piyasada fındık 15-16 lira arasında satılıyor. Ürün aylar sonra gerçek değerini buldu. Ne var ki üreticiye hiçbir yararı yok artık bu fiyatın. Kaybeden binlerce çiftçi, kazanan tüccar oldu.
Sezon başında yerlerde sürünen fiyatlardan ötürü on binlerce fındık üreticisi mağdur oldu. TMO’nun günlerce taban fiyatı açıklamamasından, “ha bugün ha yarın” diyerek üreticiyi oyalamasından, FİSKOBİRLİK’in olanaklarının kısıtlı olmasından dolayı fındıkçı ürününü tüccara ya da uluslararası tekel firmaya 10-12 lira arasında satmak zorunda kaldı.
Satmak zorundaydı. Çünkü ya borcu vardı onu kapatacaktı ya da zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak için elindeki fındığı acele paraya çevirmesi gerekiyordu. Bir süre devletin TMO aracılığı ile yüksek taban fiyatla alım yapacağını umdu, bekledi. Ama bir ses gelmeyince fazla dayanamadı, gitti fındığı düşük fiyattan verdi.
Üç sezondur doğa koşullarındaki olumsuzluk rekolteyi oldukça düşürdü. Eskiden bahçelerden fındık fışkırırken, son yıllarda üçte bir oranda ürün alındı. Hatta bazı yerlerde yok denecek kadar azdı. Üretici masrafını karşılamayacağı gerekçesiyle bahçeye bile girmedi. Bu olumsuzluğun yanı sıra beklentileri karşılamayan taban fiyatlar iyiden iyiye zora soktu fındıkçıyı.
Her sezon öncesi “üretici mağdur olmayacak, fındık hak ettiği değerden alınacak” denilmesine karşın, açıklanan fiyatlarla vaatlerin boş olduğu görüldü.
Daha ürün dalında iken devlete “taban fiyatı açıklayın, en az 15-16 liradan alım yapılsın” diyerek haykıran üreticinin sesi ne yazık ki ilgili yerlere yeterince ulaşamadı. Sonunda pes eden çiftçi 10-12 lira gibi maliyeti bile karşılamaktan uzak fiyatla tüccara ve o bilinen firmaya verdi.
Satmasaydı da ne yapsaydı? Dediğim, gibi bir yığın borcu vardı, eşinin, çocuğunun ihtiyacını karşılaması, evinin eksiğini gidermesi gerekiyordu. Daha fazla beklese borçlular kapıya dayanacaktı. Bu şartlarda zaten çok bekleyemezdi.
Bir zamanlar üreticinin göz bebeği, can damarı olan FİSKOBİRLİK’in eski olanakları yok, O da üreticiye ilaç olamadı. Gerçi belirli fiyattan alım yapsa bile talepleri karşılayamadı. İşte bu ortamda bunalan çiftçi evinde bir süre sakladığı ürünü elinden çıkarmak zorunda kaldı.
Aylar sonra serbest piyasada fındığın 15-16 lira arasında işlem gördüğüne ilişkin haberler medyaya düşmeye başladı. Kuşkusuz bu üreticinin beklediği sevindirici haberdi. Tabii ki sevinen eğer satmadıysa, hala elinde, evinde, depolarda fındığı bulunanlar.
Üreticinin büyük çoğunluğu aylar öncesinden düşük fiyattan sattığından onların sevinecek hali yok. Yani, Karadenizli çiftçilerin hiç umurunda değil şimdiki fiyat.
Öyle ya, günlerce “Taban fiyat en az 15 lira olsun” diyerek bas bas bağırdılar. Duyan olmayınca geçen yılın son aylarında satmak zorunda kaldılar. Onun için fındığın şimdi 15-16 liradan satılması onları çok ilgilendirmiyor, yararı bulunmuyor.
Keşke sezon başındaki o feryatlar, çağrılar dikkate alınsa, devlet bugünkü fiyattan alım yapsaydı.
Onların tek isteği fındık piyasasına belirli grupların, şirketlerin değil devletin egemen olması, ürünlerinin hak ettiği değerden satılmasıydı. Zaten bu senaryo her yıl yineleniyor fındık üreticisi yoksunları oynuyor.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, fındık taban fiyatının önümüzdeki sezon başlamadan önce açıklanacağını geçenlerde söyledi. Kuşkusuz, olumlu ve umut verici. Ancak, üreticinin kafasında “ bu seçim yatırımı olmasın” diye soru var. Yine de hasat dönemi bitmeden açıklanacak taban fiyat hem üreticinin hem de serbest piyasanın önünü açacak ve rahatlatacaktır. Taban fiyat, fındıkçıyı hoşnut edecek, beklentilerini karşılayacak ve tüccara teslim olmasını önleyecek düzeyde olmalıdır. Yoksa, eski senaryolar yeniden oynanır.
Demem o ki, Karadeniz insanının temel geçim kaynağı olan fındığın daha değer yitirmemesi için Ağustos’ta başlayacak hasat öncesi mutlaka radikal önlemler hayata geçirilmeli.
Fındığın hak ettiği değerden satılması, köylünün evine girecek aşın, ekmeğin artması, borçların ödenmesi, bekarların evlenmesi, öğrencilerin okul harçlıklarının çıkması, piyasanın canlanması demektir. Eğer fındık para etmez, yine değerinin altında satılırsa üretici
belini doğrultamaz.
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.