Özgecan Aslan’ın sapık bir cani tarafından öldürülmesinin ardından dört yıl geçti.
Mersin’in Tarsus ilçesinde 11 Şubat 2015’te okuldan çıktıktan sonra evine gitmek için bindiği minibüste öldürülen Özgecan Aslan, Türkiye’yi ağlatarak kadına yönelik şiddetin simgesi haline gelmişti.
Hiçbir günahı olmayan, masum Özgecan Aslan’ın acımasızca öldürülmesi utanç abidesi olarak belleklerimizdeki yerini hala koruyor. Bunun gibi yüzlerce cinayet, tecavüz, soygun olayları tarih defterinde kara sicil olarak yerini aldı.
Özgecan’ın bindiği minibüste saldırıya uğraması, vahşice öldürülmesi yürekleri dağlamış, Türkiye ayağa kalkmıştı. Verilen sözlere, vaatlere ve 6284 sayılı yasaya karşın kadın cinayetleri, şiddet ne yazık ki devam ediyor.
Sapık katilin katlettiği Özgecan’ın ardından geçen dört yılda 1480 kadın benzer şekilde cinayetlere kurban gitti. Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, son 7 yılda öldürülen kadın sayısı yüzde 1400 arttı. Bu yılın ocak ayında 49 kadının yaşamına erkekler tarafından son verildi. Öylesine utandıran, vahşi bir tablo ile karşı karşıyayız. Kadına yönelik bu vahşi saldırıların bitirilmesi için son derece ağır yaptırımları içeren yasaların hayata geçirilmesi şart. Var olan yasalar daha da güçlendirilmeli, toplumu duyarlı hale getirecek bilinçlendirmeye, eğitime ağırlık verilmeli.
Önümüzdeki 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde yine şiddette, cinayetlere dikkat çekilecek, kınayıcı konuşmalar yapılacak. Artık, Türkiye’nin kanayan yarasına pansuman değil, ciddi neşter vurulmalı.
Gazetelerin üçüncü sayfasında kadın cinayeti haberlerini okumaktan içimi karalar bağlıyor, tiksiniyorum. Her gün kadın cinayeti, her gün onlarca kadına dayak, taciz ve şiddet. Mide bulandıran, utandıran bu tür haberler üçüncü sayfaların vazgeçilmezi oldu.
Kadın cinayetleri, şiddet sıradanlaştı. Eğitimlisi, eğitimsizi kadına şiddetti kendinde hak görüyor. Bu nasıl anlayış, nasıl bakış açısı? İnsanlar niye bu denli bozuldu, şiddet eğilimli, cani ruhlu birer yaratığa, canavara dönüştü?
Okumuşu okumamışı, genci yaşlısı, kadını erkeği ile bir dokunuşta hemen parlayan, saldıran, kırıp parçalayan, döken bir toplum haline doğru hızla sürükleniyoruz. Cinayeti gerçekleştiren, kadını dövenlerin mayasında kuşkusuz eğitimsizlik, cehalet kadar, yoksulluk ve işsizlik de var. Cani ruhlu bu insanlar toplumdan kendini dışlanmış güdüsü ile de korkunç cinayetlerini işliyor. Sağduyunun, birlikte yaşama, affetme ve uzlaşı kültürünün dibe vurması da utandıran tablonun diğer önemli etmenleri. .
Kadın cinayetleriyle, çocuk tecavüzleriyle, dışarıdan bakıldığında ülkemiz olumsuz ve son derece düşündürücü görüntü veriyor. Cezaevleri doldu taştı. Niye bu kadar suç işleniyor, niye bu insanlar vahşi davranışlarda bulunuyor, canlara kastediyor, başkasına saldırmayı kendinde hak olarak görüyor? Niye bu kadar alçalıp, insanlıklarından uzaklaşarak masum korumasız kadına, çocuğa tecavüz ediyor, sonra da öldürüyor?
Toplumsal sorun olan bu soruların yanıtını kuşkusuz psikologlar, toplum bilimciler ve diğer bilim insanları bulacak, açıklayacak. Gerçi onlar bu sorunun kaynağını irdeliyor, ulaştıkları sonucu kamuoyu ile paylaşıyor. Ancak bu sonuçlardan yeteri kadar yararlanamadığımız üzücü cinayetlerle ortada. Kadın cinayetlerini işleyenlerin çoğunluğunun eğitimsiz ve yoksul olduğu aşikar. Ancak eğitimli, varsıl kişilerin kadınlara uyguladığı şiddete ne demeli?
Sonuçta varsılın da yoksulun da içinde barındırdığı şeytani, saldırgan davranışlar ahlak, eğitim yoksunluğu ve en önemlisi aile yapısından gelen özellik olsa gerek. Ne olursa olsun onların sadist ve katil ruhlu davranışları, sapkınlıkları hiçbir şekilde kabul edilemez, bağışlanamaz. Devletin alacağı ağır karar ve yaptırımlar kadın cinayetlerini işleyen, çocuklara cinsel saldırıda bulunan katilleri ve sapkınların önündeki en büyük engel olacaktır.
Yeni Özgecanlar’ın öldürülmesine, kadına dayağa, şiddete, çocuklara cinsel saldırıya hep birlikte karşı çıkmalıyız. Güzel ülkemiz bu tür çirkinlikleri, iğrençlikleri hiç hak etmiyor.
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.