ENİS AYAR VE AYIŞIĞI

Ordu Belediye Başkanı Rahmetli Kazım Türkmen’in görev yaptığı 90’lı yıllarda Ordu’nun yerli ve yabancı Turizm alanındaki hizmetlerine katkı sağlayacak alt yapı projeleri ve turistik tesisler tek tek devreye alınıyordu. Bu projelerden birisi de Ordu sahilindeki kumsal kıyıları üzerine turizm amaçlı iki adet turistik tesis yaptırma kararı alınmıştı.

Mimar Öner Tokcan tarafından titizlikle hazırlanmış olan bu tesislerin projesi çevreyle uyumlu, ana yol kotu altında kalan, gözü tırmalamayan derinlikteydi. Sahile yapılan bu turistik hizmet binalarının üst kısımları da halka açık çay bahçeleri alt kısımların da sosyal tesis işletmeleri olacaktı. Batı tarafındaki bina yapılınca “Kumsal Restoran“ olarak uzun yıllar turizme hizmet verecekti. Doğu yöndeki bina ise İstanbul’da başarılı işletmecilik deneyimleri olan bir kişiye verilmişti. Bu kişi Enis Ayar’dı…

Peki, bu Enis Ayar kimdi? Enis Ayar, çevresinde aydın, entel, babacan sıra dışı bir insan olarak tanınırdı. Karadeniz Sahil Yolu’na karşı çıkılan on bin kişilik protesto yürüyüşünden Boztepe’ye merdivenle çıkmaya kadar, Ordu’yla bütünleşmiş pek çok ilginç ‘projenin’ sahibi olan Enis Ayar, Ordu yaylalarını dünyaya tanıtmak için VosVos şenliklerinin de organizatörlüğünü yapmıştı. Tam bir Ordu sevdalısı olan Enis Ayar, 68’li yıllarda bir dönem polislik macerası da vardı. 1976’da Türkiye’nin ilk lisanslı manken ve fotomodellerinden olan Enis Ayar, televizyonların yeni yaptığı yıllarda birçok reklam filmlerinde rol almıştı. 1999 yerel seçimlerinde Ordu Belediye Başkan Adayı da olan Enis Ayar’ın adına “Ordu’da bir Argonot” adlı bir belgesel çekilmişti. 2000 yıllarında denizin doldurulmasıyla geçecek olan sahil yolu projesini protesto etmek amacıyla İstanbul Şile’den Ordu’ya kadar tam 34 gün durmadan yürümüştü ve sonuçta dediğini de yaptırtmıştı.

Enis Ayar, kişisel girişimleriyle Yason Kilisesini Vali Kemal Yazıcıoğlu’na restore ettirmiş ve yörenin turizme açılmasını sağlamıştı. Herkesin gülüp geçtiği bir dönemde Enis Ayar’ın Kurul Kayalıklarında arkeolojik bir kazı yapılması ve yörenin turizme kazandırması için verdiği sınırsız mücadele sonunda bugün her şey ortadaydı. Kurul Kalesi kazılarından çıkan onlarca paha biçilmez antik tarihi eser, Enis Ayar’ın bu girişiminde ve mücadelesinde ne kadar uzak görüşlü ve ne kadar haklı olduğunun adeta ispatıdır. Yaşayan bir efsane olarak adlandırabileceğimiz Enis Ayar’ı biraz tanıdıktan sonra Ayışığı restoranın dramla biten hikayesine devam edelim.

Ayışığı restoran yapacağı binayı boş bir şekilde devralan Enis Ayar tesisi ilginç bir biçimde dekore etmiş ve sonunda düşündüğü şekilde restoran, kafe, bar tarzındaki örnek ve profesyonel bir iş yeri açmıştı. Enis Ayar’ın organizesinde yapılan bu tesisin nostaljik bir köy evi havasındaki iç dekoruna herkes hayran olmuştu. Ordu turizminde hemen bir farkındalık getiren “Ayışığı” zamanla Türkiye çapında da marka olmuştu. O yıllarda gelen geçen turistlerin ve ünlülerin uğrak yeri olmuştu.

Zaman zaman insanların şaşkın bakışları arasında Ayışığının yanındaki kumsallardan turistler ve gençler denize girmişler, kumlar üzerinde güneşlenmeye bile başlamışlardı.

Her akşam Ayışığı’nda bir piyanist konuklara müzik ziyafeti veriyordu. Nostaljik eski görüntülü Ordu Ayışığı’nda ayrıca ilginç bir cep sineması bile vardı. Bu cep sinemasının bir özelliği de vardı. Eğer canınız Ayışığı cep sinemasına gitmek isterse gişe görevlisinin “Kimin koltuğunu istersiniz, Ayhan Işık’ın mı, Belgin Doruk’un mu yoksa Yılmaz Güney’in mi?” sorusu ile karşı karşıya kalıyordunuz. Ordulu turizmci Enis Ayar’ın Ordu’da açtığı ilk cep sinemasında bulunan 38 koltuğun arkasına numara yerine hayatını kaybetmiş eski sanatçıların isimlerini verilmişti. Sinema severler tarafından da büyük beğeni kazanan ve sanatçılara vefa ve saygı göstergesi olarak değerlendirilen bu orijinal fikrin babası Enis Ayar bir ara sanatçıların adlarını taşıyan biletler bile bastırmıştı.

Ordulular Ayışığı’nda bir yandan cep sineması keyfi yaşarken bir yandan da Karadeniz’in köpüklü dalgalarının sesini dinlerlerdi. İsteyende öbür yanda kuzinenin odun ateşinde ısınırdı. Restoran bölümünde Ordu usulü yöresel yemekleri tatmaktan ve otantik ortamda bulunmaktan konuklar daima mutlu olurlardı.

Geleceği turizmde gören Ordulular için Ayışığı tesisleri önemli bir kazanç olmuştu. Yazın yerli yabancı turistlere ve Ordululara unutulmaz güzel günler, güzel geceler geçirten bu tesis, kışın zaman zaman azgın Karadeniz dalgalara daha fazla dayanamamıştı. Enis Ayar tesisin dış camlarına “Dalgalar Giremez” diye levha yazdıysa da iki üç sefer dev dalgaların hışmına uğramıştı. Enis Ayar, karayolu ve deniz seviyesinin altında olan tesisini dalgalarla gelen kumlardan kurtaramadığı cep sinemasını kapatmak, sonrasında tesiste önemli tadilatlar yapmak zorunda kalmıştı.

2007 senesinde Ordu Belediyesi tarafından anlamsız bir şekilde Ayışığı restoranının yıkım kararı çıkması sonucunda Ordulular, turizmciler bu işe şaşmışlardı. Uzun tartışmalar sonunda Belediyenin dediği olmuş, yılların marka tesisi bir gecede yerle bir edilmişti. Enis Ayar, bu yıkıma tepki olarak dostlarına verdiği özel kartvizitinde “ Meyhanesiz meyhaneci” diye yazmıştı. Ama asıl kaybeden Ordu turizmi olmuştu.

AYIŞIĞI’NIN ANI DEFTERİNE BİRÇOK ÜNLÜ HATIRA YAZI YAZMIŞTI

Enis Ayar’ın bir zamanlar Ordu’ya inanılmaz dostluklar kazandırdığı Ayışığı turistik tesislerinin bir de unutulmaz anı defteri vardı. Şimdi Ayışığı Turistik tesislerine uğrayıp konuk olan ünlü misafirlerin anı defterine yazdıkları bazı çarpıcı cümleleri özetle paylaşalım.

Rahmetli Sanayici Ünal SağraSevgili ve İnatçı Enis, burada senin ne işin var. Tabii ki Ordu için büyük bir kazançsın. Ancak ben sana buraya gelme dedim ve geldin bunu bir şeyle açıklamak mümkün, Filler yaşlanınca doğduğu yere dönermiş.”

“İnancı olan kuş, yeraltında uçarmış, Ayışığı bana göre yansıyan bir Karadeniz sevgisi Ordu Sevdası… Yaşasın Onurlu, tutarlı, insanca yaşamayı sevenler. Sunduklarına özellikle teşekkür ederek dostça selamlıyoruz.”

(20 Eylül 1993, Suavi)

“Ordu Sevdiğim bir vatan köşesi… Sevgili Enis’in Ayışığı ile güzel Ordu’muzun daha bir güzelleştiğini gördüm. En iyi dileklerimle ve eskimeyen dostlukla…”

(21.7.1994, Halit Kıvanç)

“Ayışığını yakalayan ve onun aydınlığında Ordu’ya özel bir ışık tutan Enis Ayar’ın Ordu’nun bugünlerindeki güzelliğinde önemli bir payı var.”

(29.1.1995, Mete Akyol)

“Deniz dalgalarının sesi, şarkılar,türküler ve Ayışığı Ordu’ya her gelişimde bu hoş mekana uğramadan edemiyorum. Ayışığı hayatımda hoş anılarla dolu bir sayfa oldu.”

Tarkan

“Ayışığı, Ordu’da karşılaştığım çok güzel bir sürpriz oldu. Ortam, yemekler, müzik… Her şey çok güzel çok değişik ve etkileyiciydi. Alışılmış çevreye alışılmamış güzellikler katan, sıra dışı, çizgi dışı düşünce yeteneğine sahip Enis Ayar’ı candan kutluyorum.”

(7.7.1996, Taner Kışlalı)

“Güzel bir Ordu akşamındayız. Dostların, güzel insanların arasındayız. Kıyıda kayalar, denizde dalgalar…” Ayışığı”ında insanlardan oluşmuş halkalar… Kurduğumuz dostluklar tarifsiz özel mi özel… Şu sorunun yanıtını arıyoruz. Yaşam niye bu kadar güzel… Güzel bir türküdür “Ordu’nun dereleri… Aksa yukarı aksa… İkinci bölümünü bu gün uyarladım; “ değişmem bu günü hiçbir şeyle… Cennet ayağa kalksa…” Kurul kayaları inat edip, bize kendisinden başka bir şey göstermemek için, sis bağladı… Bu satırları yazan Mustafa Balbay öteki güzellikleri kendisine bırakıp sözü bağladı…”

(7.12.1996, Mustafa Balbay)

“Güzel Dost Enis Ayar, Ordu’daki güzel insanları ve doğayı bize tanıttın. Çok mutluyuz, çok teşekkür ederiz. Geçte olsa bir dostluğun başlangıcı… Seni seviyoruz…”

(Moğollar, Cahit Berkay… Engin Yörükoğlu…Taner Öngür…)

“Gönlünün zenginliğini yaşadığı çevreye yansıtması becerisine sahip özel- kıymetli- sevgili kardeşimiz Enis Ayar’ın meclisinde geçirilen güzel bir gecenin anısına…”

(19.9.1999, Ertuğrul Günay – A. Hamdi Ataoğlu – Tuncer Engin – Ahmet Şahin)

“Yıllardan buyana ilk kez, kıyı kuşağındaki topluma açık tutulması için yapı yasağı bulunması gereken bir yerdeki binaya içimde en ufak bir kızgınlık geçmedi… Tam tersine Ayışığı’nı öylesine sevdik ki adeta dünyanın en doğru, en yasal, en meşru binası gibi… Aşk olsun Enis Ayar, bizi ilkelerimizden de uzaklaştıracak kadar kendine bağladın…”

(Oktay Ekinci)

“Bugünü ve özellikle bu geceyi anlatacak söz var mı bilmiyorum. Asla unutamayacağım lezzette bir gece geçirdik. Dostlar, yemekler ve müzik ve atmosfer. Sevgili Enis Beye ve geceyi onunla birlikte yaşatan tüm dostlara çok teşekkürler.”

(12.4.2002, Nesrin Naz – Erkan Mumcu)

Ve sonrası… Kocaman bir tesisi yıkıp kumlara gömdük, egolarımıza ve kaprislerimize rehin verdik… Bir zamanlar Ordu’dan gelip geçen herkesin hayranlıkla sevgi ve saygı duyduğu bu amiral gemisini hep birlikte batırdık… Şimdi gelip geçenleri ağırlayacağımız yerli bir turistik tesisi arayıp bulamıyoruz. Sonuçta kaybeden Enis Ayar değil, Ordu turizmi oldu. Unutulmaz turistik hizmetler yapan Ayışığı restoranın olduğu yerin üstünde şimdi “Kaykay” yapan gençler görülüyor. Geçmişte yaşanmış değerli güzelliklerin üstünde her gün hopluyor, zıplıyor ve tepiniyorlar. Rahat ettiniz mi?

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar H. Naim Güney - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.