AYBASTI BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYLARINA

Akaryakıta 3 kuruş zam yapıldı diye Paris’in anasını everen sarı yeleklilere inat her zamanki gibi 50 liralık LPG’mi doldurup düştüm yine Perşembe Yaylası yollarına. Alt fonu dolduran kilci havası, dışarıdaki ayaza karşı içimi ısıtırken yukarıya tırmandıkça kulağımı zonklatan basınçla adeta sersemleştim. Göz kapağıma oturan yem çuvalı ağırlığındaki güçle mücadele ederken beynimin en uç nöronlarına kadar girmeyi başaran yayla havası sayesinde hunharca düşünmeye başladım. Hep merak etmişimdir: Acaba Descartes, “Düşünüyorum, o halde varım.” sözünü Killik Ormanı’nın yanından geçerken mi sarf etmişti?

Bu arada az önce bizim muhtarı da solladım. Yine Başçiftlik’teki doğal gaz borularına gidiyordu galiba. Boruların üstünden düşüp bir yerine bir şey olacak diye de korkmuyor değilim ha. Olanca çabasından sonra Aybastı’ya doğal gazı getirmeyi başarır mı, bilemem ama çektiği videolar onu fenomen yapacağa benziyor.

Muhtarı sollarken aklıma belediye başkan aday adayları geldi. Türkiye’deki aday adaylarının bereketi Aybastı’ya aynı oranda sirayet etmiş maşallah. Bu gidişle aday adayları seçmen sayısını geçecekler sanırım.

İzzet Gündoğar, mevcut başkan. Dokuz buçuk yılda yaptıkları da yapmadıkları da ortada. Belediyecilikten gelip üstüne de iki dönem başkanlık yapan Gündoğar rakipleri arasında tecrübe bakımından açık ara önde. “Ben yapacağımı yaptım. Gerisi nasip meselesi.” diyor. Birçok ilke imza atan başkan, kendinden emin. Seçmenlerine güveni tam. Üçüncü dönemi de alırsa Aybastı siyasi tarihine adını yazdıracak.

Beytullah Geçtan, meslektaşım. Eğitim alanında hem Aybastı’da hem de Fatsa’da yaptığı inanılmaz hizmetlerle bir marka olmuş; hevesli, dolu dolu, cesur ve iş bitirici. Rakipleri arasında en genci ve de en ağırı. Fakat başkan olursa, eminim stresten 70 kiloya kadar düşer. Aday olup dev projelerini açıklamayı iple çekiyor.

Salih Çelebi, ben kendimi bildim bileli siyasetçi. Yıllar önce, bir yerel seçimde dayıma rakipken köyün çocuklarıyla toplanıp S.Çelebi Abi’nin konvoyunda ne kadar süs ne kadar bayrak varsa talan etmiştik. Bu yüzden kendisine bir helallik borcum var. En yaşlı aday olmasına takılmayın. Bisiklet sporundaki performansından bilirim. Maşallahı var. Birçok kez denedi fakat olmadı. İnancını hiçbir zaman kaybetmedi. Davasına küsmedi. Sabretti. Bu sefer daha da umutlu. Hayırlısı diyelim. Başkan olmadan da Aybastı’ya birçok hizmeti olduğunu da söyleyeyim.

MustafaKüpçük, esnaf. Aybastıspor sevdası ile Aybastı’ya birçok hizmeti var. Şimdi karşılığını bekliyor. Özellikle gençlerden çok ümitli. Ordu’da şaha kalkan partisine güveniyor.

Şendoğan Demirkan, siyasette yeni bir yüz. Partidaşı Küpçük gibi, o da karşı geçeden. Karşı geçeye güveniyor. Özel İdarede çalışırken karla kapanmış yolları açmasıyla tanıdım kendisini. Açtığı yollardan geçenlerin yarısı oy verse başkanlığı rahat kazanır.

Özdilek Aydoğan. Sana bu yazıda yer ayırmayacağım. Çünkü senin diğerlerinden bir farkın var: aday adayı değilsin. Direkt adaysın. “A.” unvanını taşımadığın için zaman bakımından rakiplerinden bir adım önde başladın. Hadi hayırlısı bakalım.

Hepsi ayrı dünyaların insanı olsa da ortak paydaları Aybastı sevdası.

En büyük dileğim Aybastı’nın kazanması.

Onlarla birlikte hep beraber bir sürece girdik. Ötekileştirmeden, ayırt etmeden, kayırmadan, kutuplaşmadan, yaftalamadan… Ve de kırmadan, dökmeden…

Hayırlısı ile bu zorlu süreci tamamlamak bir diğer arzum.

Unutmayın; babanız ölse kefenini bir CHP’li ayarlıyor, mezarını bir MHP’li kazdırıyor, duasını bir AK Parti’li yapıyor. Cenazesine bütün Aybastı geliyor.

Hasta olsanız bir Saadet Partili doktorun ameliyat masasına yatıyor, taburcu olsanız İYİ Parti’li komşunuz sizi arabasıyla eve getiriyor.

Biz Kanlı Pınar’ın suyunu içmiş, kekik kokulu kuzusundan yemiş insanlarız. Kara lastikle Çokharman’da tek kale maç yapmış gençleriz.

Uzun kış gecelerinde kuzineden çıkmış beyaz patatesi, bir tas pancar turşusu ile komşumuzla paylaşmış köylüleriz.

Akşama kadar ahırda tarlada çalışıp, akşam şıkır şıkır süslenip düğünlere giden kadınlarız.

Düğünlerde Bayram Ay’ın “Seni Gidi Topal” türküsü ile coşup “Kel Tepenin Taşları” ile kendini dağıtan gençleriyiz.

Bohça sofrasında damada fındık çuvalı taşıtarak bir kuş sütü eksik sofrayı beğenmeyip olay çıkaran haytalarız.

Bir gecede 18 düğüne gidip 18’inde de yemeğe oturup yahniyi tekrarlatmış adamlarız.

Hey, sen! Aybastılı! Yakışmaz sana. Hepsi senin evladın, hepsi senin kardeşin.

Her şey Aybastı için.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Metin Savaş Güleç - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.