Demokrasi kazanacak

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul seçimini iptal etmesi hiç kuşku yok ki uzun yılar unutulmayacak nitelikte bir karar.

AKP’nin sandık kurulu ve üyelerinin oluşumunda yasaya aykırılık savı ile yaptığı olağanüstü itirazın seçimin ardından 36 gün sonra sonuçlandırılması hukuki tartışmalara son noktayı koymadı aslında. Daha çok tartışılacak ve yıllar sonra bile konuşulacak bir karara imza attı YSK. Kararın Başkan Sadi Güven’in karşı oyuna karşın 7-4 çoğunlukla alındığını vurgulamakta yarar var.

Eğer, sandık kurulu başkanı ve üyeleri kamu görevlilerinden oluşmuyorsa ki, YSK’nın iptal kararı da buna dayanıyor, aynı zarfta sandığa atılan muhtarlık, ,ilçe belediye başkanları ile belediye meclis üyeleri için kullanılan oylar neden geçerli sayıldı? Öyle ya, bir zarftaki üç oy kabul ediliyor, diğeri kabul görmüyor. Neden kabul edilmediğini, Büyükşehir Belediyesi seçimin niçin iptal edildiğini YSK’nın gerekçeli kararı ile öğrenecek kamuoyu.

Sandık kurulları zaten kaymakamların ilçe seçim kurullarına bildirdiği isimlerden oluştu. Eğer bunlar kamu görevli sayılmıyorsa baştan yanlış oluşmuş kurullar. YSK da 2 Mart’ta oluşan seçim kurullarında sakınca olmadığını kabul ettiğine göre, şimdi sandık kurulları yasaya aykırı diyerek seçimi iptal etmek neyin nesi? Karar hangi mantığa, hangi vicdana sığar? O zaman 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimi de polemik konusu olur, üzerinde konuşulur.

YSK’nın kararı kesin olduğundan, İstanbullu seçmen 23 Haziran’da yeniden sandık başına gidecek.

CHP mazbatası elinden alınan Ekrem İmamoğlu ile daha iddialı şekilde seçime katılırken, AKP’nin de iddiaların aksine Binali Yıldırım ile yarışa girmesi kuvvetle muhtemel. 31 Mart’ta diğer partilerden seçime katılan adayların yarıştan çekilerek bir adaya destek vermeleri gündeme gelebilir. Nitekim, TKP, 23 Haziran’daki yarışa katılmayacağını, Ekrem İmamoğlu’na destek vereceğini açıkladı.

İleri ki günlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile yapacağı görüşmenin ardından, bu parti adayının da çekilmesi gündeme gelebilir. Tabii, DSP’nin takınacağı tavır da önemli. Demem o ki, AKP-MHP’nin “Cumhur İttifakı” na karşı CHP ile İYİ Parti ortaklığından oluşan “Millet İttifakı”nın 31 Mart’a göre daha geniş kitleyi içine alması mümkün.

Ekrem İmamoğlu seçim çalışmalarındaki alçakgönüllü, hoşgörülü ve sağduyulu tavrı, yumuşak ve herkesi kucaklayan dili ile seçmen üzerinde sempati oluşturmuştu. Sevecen tavrının semeresini Belediye Başkanlığını kazanarak elde etmişti. Hiç kuşku yok ki, Binali Yıldırım da partisinin aksine tevazulu duruşu ve sert söylemlerden kaçınması ile puan toplamıştı. Umarım, 23 Haziran’a dek yeniden sürecek seçim çalışmalarında aynı duruş, aynı tavır, aynı dil egemen olur seçim meydanlarında.

31 Mart seçim çalışmalarında kullanılan sert ve bir o kadar kırıcı söylemler toplum tarafından hiç hoş karşılanmamıştı. Öyle sert sözler çıktı ki ağızlardan duyan kulaklar inanmakta güçlük çekti, siyaset iyiden iyiye gerginleşti. Aslında hiç gerek yoktu bu denli sert salvolara.

Halk zaten ekonomik açıdan zorlanıyor. Eline geçen para çarşı pazar fiyatlarına yetmiyor. İğneden ipliğe her gün gelen zam, dolardaki aşırı yükseliş milyonlarca dar gelirliyi burnundan solutuyor.

Tüm kesimler bir an önce seçimler yapılarak, ülkenin asıl gündemine, yani ekonomiye dönülmesini, hayat pahalılığı ile mücadele edilmesini, vatandaşın satın alma gücünün iyileştirilmesini bekliyordu. Çünkü iyiden iyiye bunalmıştı siyasi ortamdan, gerginlikten, irite edici söylemlerden.

Tam “seçimler yapıldı, ülke rahatladı” denilecekken, YSK’nın iptal kararı ile 45 gün daha seçim tartışmalarına tanık olacak Türkiye.

Umarım, kısa seçim kampanyasında kırıcı sözleri yeniden duymayız, sağduyu ve hoş görü daha öne çıkar. Kesin olan bir şey var ki, 23 Haziran’da seçmenin tercihi ile demokrasi kazanacak.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Şükrü Karaman - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.