Karadeniz’de istisnasız her yaz, bu aylarda sel felaketi yaşanıyor, can kayıpları oluyor.
Ülkenin en yoğun yağış alan ili Rize’nin Çayeli, Güneysu ve Ardeşen ilçeleri ile Muradiye beldesinde etkili olan yağışlar sonucu 6 kişi yaşamını yitirirken, sele kapılan 2 kişi kayıp.
Geçen yıl da Giresun’un Dereli ilçesinde oluşan selde 4’ü jandarma personeli olmak üzere 10 kişi hayatını kaybetmişti. Önceki yıllarda da bölgede aileleri acıya boğan, önüne geleni denize sürükleyen sel felaketleri gerçekleşmişti. Karadeniz’de son 20 yılda 83 kişi selde hayatını kaybetti. İstisnasız her yaz aynı felaket meydana geliyor, can kayıpları oluyor. Yaşamları sonlandıran, evleri yıkan, aşırı yağışların oluşturduğu sellerden ne yazık ki ders alınamıyor. Bir süre unutuluyor. Yinelenince akıllara geliyor. Lakin iş işten geçiyor.
Karadeniz bol yağış alan bölge. Özellikle Samsun’dan Artvin’e dek uzanan Orta ve Doğu Karadeniz’de yağışlar daha fazla. Aşırı yağışın yanı sıra o denli uyarılara karşın dik yamaçlara ve dere yataklarına kondurulan evler az yağışta bile felakete ve ölümlere davetiye çıkarıyor. Tehlikeli yerlere çok katlı imar izni, yetersiz denetimsizlik, ya da bölge insanlarının inatçı tutumu. Ne derseniz deyin sonuçta bu olumsuzlukların bedelini yine o insanlar canlarıyla ödüyor.
Gözümüz gibi korumamız gereken yaylalar hızla betonlaşıyor. Karadeniz ile özdeşleşen yeşilin her tonunu bünyesinde barındıran yaylalar rant uğruna beton yığınlarına evriliyor. Oysa bir çivi bile çakılmayarak özgün doğasını korumak, doğa harikası yaylaların gelecek kuşaklara bırakılması adına son derece önemli. Belediyeler denetimleri daha sıkı tutsa, dere yataklarına kesinlikle imar izni vermese doğal felaketlerde bu denli acı sonuç yaşanmaz. Belirli aralıklarla ucube binaların yıkılması gündeme geliyor. Ancak, o sözler bir süre unutuluyor, iç karartan yapılar varlığını hala koruyor.
Elbette, sel doğal afet ve hemen önlenemez. Lakin, buna karşı önlemleri almak, ıskalamamak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yerel yönetimlerin temel görevi. Bölgede hala dere içinde ve yaylalarda yıkılamayan çok sayıda kaçak yapılar mevcut. Nedense göz yumuluyor.
Sel felaketlerinde yeni acıların yaşanmaması için öncelikle ölüme davetiye çıkaran dere yatağındaki ucube binaların ortadan kaldırılması ve yerleşim birimlerinin alt yapılarının yeniden elden geçirilmesi şart.
Akdeniz, Ege, İç Anadolu ve Güney Marmara’nın kuraklıktan kavrulması ormanların cayır cayır yanması, Karadeniz’de aşırı yağışların can kayıplarına yol açması yeşil doğanın ve çevrenin insan eli ile yok edilmesi sonucu oluşan küresel iklimin acı sonucu. Bilim insanlarının uyarılarının dikkate alınmaması ve gereken önlemleri ıskalamanın bedelini ödüyor Türkiye, hem de can kayıpları ile. Türkiye giderek kirleniyor, yeşil ve doğa yok oluyor. Yoksa bugünler iyi günlerimiz mi?
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.