İpin ucu kaçtı

Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu’nun Ekrem İmamoğlu ve Trabzonlular için “Yunan” imasında bulunması, siyasette düzeysizliğin son örneği olsa gerek.

Hani dilimize yerleşen “Ağzından çıkanı kulağı duymuyor” diye bir söz var ya, Tevfik Göksu’nun tepki çeken sözleri tıpa tıp buna uyuyor. Göksu’nun Ekrem İmamoğlu’nun 31 Mart seçimini kazanmasına gönderme yapan, “Yunan medyası ne dedi? ‘ İstanbul’u Yunanlılar kazandı diyorlar. CHP’nin İBB adayı nereli? Trabzonlu. Ne oldu da Yunan medyası İstanbul’u Yunanlılar kazandı dedi? Olay büyük, hesap büyük” ifadeleri nereden bakarsanız bakın son derece düzeysiz ve irite edici.

Kim ne derse desin artık ipin ucu iyice kaçtı, şirazesinden çıktı.

Önceki yazımda da vurguladığım gibi 23 Haziran’a dek bu tür belden aşağıya vurur nitelikte kırıcı, seviyesiz sözlere daha çok tanık olacağız. Hiç duymak istemediğimiz kamplaştırıcı, vicdanları yaralayan sözler vatandaşı, seçmeni inanın oldukça üzüyor. Bir oy için niteliksiz lafları etmek milletvekili ve Belediye Başkanlarına, bulundukları makama hiç yakışmıyor. Sonuçta bir seçim yapılacak kazanan Başkanlık koltuğuna oturacak, vatandaşa beklediği hizmeti götürecek.

Hiç kuşku yok ki, Esenler Belediye Başkanı’nın ağzından çıkan sözler Trabzonlular kadar, Karadenizlileri de üzdü. Buram buram ırkçılık kokan, ayrıştırıcı bu tür ifadeler mübarek ramazan gününde seçimin önüne geçti. Üstüne üstlük Tevfik Göksu, söylediklerinde haklıymış gibi, özür bile dilemedi Ekrem İmamoğlu’ndan, Trabzonlulardan ve Karadeniz halkından. Sözlerinin doğru olduğuna inanıyor belli ki.

Binali Yıldırım da “oyların çalındığı” gerekçesiyle Yüksek Seçim Kurulu’nun seçimi iptal ettiğini vurgulamıştı. Ne var ki, sandık kurullarının oluşumundan ötürü YSK, seçimin yenilenmesine karar verdi. Yani, Yıldırım’ın iddia ettiği gibi “oyların çalınması” YSK’nın gündemine gelmedi. Sahi, oylar hangi sandıkta, ne kadarı çalındı? Bu sorunun yanıtı net olarak daha kamuoyuna açıklanamadı bile. Öyle ya, seçmen kullandığı oyun sonucunu, nasıl çalındığını merak ediyor. İddiada bulunuluyorsa kanıtları da ortaya konulmalı.

Dediğim gibi, sert ve düzeyi hayli düşük bu tür konuşmaları 23 Haziran’a dek çok duyacak gibiyiz. Umarım, siyasetin diline sağduyu, hoşgörü, tevazu, birlik ve beraberlik görüşü egemen olur. Karşılıklı salvoların havada uçuşması hiç de yarar getirmez ülkeye.

“Her şey güzel olacak” yazan pankartların İstanbul Valiliği’nce yasaklanması bir başka ilginç karar. Ne var bu sözde. Genç bir delikanlının ağzından çıkarak Türkiye’ye mal olmuş slogandan çekinmeye, yasaklamaya doğrusu akıl sır erdirmek olası değil.

Seçim çalışmalarında kirli dil yerine, vaatlerin ve yapılacakların öne çıkması gerekiyor. Hem Ekrem İmamoğlu hem de Binali Yıldırım, başkan seçildiklerinde 16 milyon nüfusu barındıran İstanbul için ne yapacaklarını, halkı hoşnut edecek projelerini, planlarını anlatmalı seçim çalışmalarında.

İstanbul gibi çok kalabalık mega kentin çözüm bekleyen o kadar çok sorunu varken, karalayıcı sözlerin söylenmesi siyasetin doğasına aykırı. Siyasette temel kural, işbaşına geldiğinde yapacaklarını ikna edici bir dille seçmene anlatarak tercihlerini kazanmaktır. Seçmenin kafasında oluşan “Neden bu adaya oy vereyim” sorusuna yanıt bulmak, açıklık getirmek İmamoğlu ve Yıldırım’ın öncelikli tercihi olmalı.

Zaten Ekrem İmamoğlu, 31 Mart öncesi gerginlikten kaçınarak bu yönetimi izledi ve Belediye Başkanı seçildi. “Suyu indireceğim, öğrenci AKBİL fiyatını düşüreceğim” diyerek çalışmalarını sürdürdü. 18 günlük başkanlık görevinde buna yönelik kararlar aldı. Mazbatası iptal edildikten sonra İBB Meclisi, AKP’li üyelerin oyları ile İmamoğlu’nun projelerinin hayata geçirilmesini benimsedi. Sonuçta kazanan dar gelirli İstanbul halkı ve öğrenciler oldu. Kötü mü oldu?

Demem o ki, halkın yararına projeler ve çalışmalar adayların önceliği olması gerekirken, ipin ucunu kaçırır nitelikteki sözler ve eylemler hiç hoş değil. 23 Haziran’da adaylarla birlikte programlar ve vaatler yarışmalı.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Şükrü Karaman - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.