Bazen bir kitap okursunuz, hayatınız değişir. Bazen de okuduğunuz kitabın bir cümlesinde bulursunuz kendinizi.
Yıllar önceydi. Prof. Dr. Gündüz Vassaf’ın kitabını okuyordum keyifle. Birden bir cümle dank etti beynime! O kadar anlamlı gelmişti ki bana, anında bir tebessüm belirmişti dudak kıvrımlarında.
Çok hoşuma gitmiş, kendimi bulmuştum; insanın özgür olup olmadığını kıstası olan o cümlede. “Özgür insanların kahramanları olmaz,” diyordu Vassaf.
Zaten özgürse, neden kahramanlara ihtiyaç duyardı ki insan! Neden bir insan, diğer bir insanı, göklere çıkarıp kutsardı ki!.. Hatta onu insanlıktan çıkarıp, her yaptığını kutsar, hatasız, yanlışsız bir insana dönüştürürdü ki!.. Hiç hatası olmaz mıydı, kahramanların? Hayatım boyunca anlayamadım bunu…
AK Parti Ordu Milletvekili Op. Dr. Şenel Yediyıldız’ın sözlerini duyunca aklıma geldi tüm bunlar.
Ordu’da bir televizyon programına katılmış Yediyıldız. Konu cumhurbaşkanına gelince, “…biz Tayyip ağabeye ihaneti bırak, sırtımızda taşımamız lazım. Yani ayakkabısını elimizle yalamamız lazım,” demiş.
İnanmamıştım duyduğumda! Doğruymuş meğer. Videoyu izlediğimde anladım bunu. Sayın Yediyıldız’ı tanımam, bilem, ama sanırım Sayın Erdoğan’ı çok seviyor. Neden sevmesin, tabii ki sevebilir, destekleyebilir, övebilir. Ne var ki bundan doğal.
Hele de AK Parti Milletvekili olarak Meclis’e girmişse, tabii ki Sayın Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı seçilebilmesi için elinizden gelen tüm çabayı gösterebilir, göstermeli de.
Ben de bazı icraatlarını doğru buluyorum Sayın Cumhurbaşkanının. Bana tuhaf gelen, Yediyıldız’ın övgü ve sevgi biçimi.
Sayın Yediyıldız, övgüsünü, sevgisini ve desteğini de abartabilir. Bu da anlaşılır bir durum. Ama “ayakkabısını elimizle yalamamız lazım,” da ne demek!
Neden övgümüzü, sevgimizi ve desteğimizi belirtirken, liderlerin icraatlarını dillendirmiyoruz da, başımız ve belimizle birlikte dilimiz de eğiliyor yerlere?
Niçin sonsuz itaat, sonsuz bir boyun eğme davranışı içinde buluyoruz kendimizi? Üstelik daha çok iyi eğitim almış insanlardan duyuyoruz bu tür sözleri. Yanlış anlaşılmasın, bu sadece bir partiye ya da bir kişiye ait bir davranış değil; çokça örnekleri var bunun. İnsanlar neden böyle davranır, bu da psikologları ilgilendiriyor zaten.
Ben, bu aralar bolca Arno Gruen okumalıyız, diyebilirim sadece.
Yorum Yazın