Gazeteciler anlatmayı değil, yazmayı daha çok severler. Ben de o yüzden anlatmak yerine yazmayı tercih ediyorum.
Hani derler ya; insan çalıştığı kurumu benimsemeli, sahiplenmeli ve bir bağ kurmalı. Tıpkı 2013 yılının ağustos ayında bünyesine katıldığım Ordu Olay gazetesi ile kendi aramda kurduğum bağ gibi…
Ordu Olay Gazetesi, bu ilin amiral gemisi. Ordu’nun gazetecilikteki bir okulu. Yaptığı haberlerle şehrin kaderinin değişmesine vesile olan, hayal denilebilecek projelerin şehre kazandırılmasında başrol olan ve bu kentteki birçok gazeteciyi yetiştiren bir kurum. Ben de o yetiştirilen gazetecilerden bir tanesi oldum.
Dile kolay 8 yıl… 2 bin 920 gün… 70 bin 80 saat… 4 milyon 204 bin 800 dakika… 252 milyon 288 bin saniye…
Bu sürede aramızda öyle bir bağ oluştu ki; ikinci evim, ailem oldu.
Çalıştığım her salise burayı kendi işimmiş gibi benimsedim, kendi işimden ayırt etmedim. Ordu Olay adını mahremim bildim ve adına yakışır bir gazetecilik yapmak için mücadele ettim.
Her gün farklı bir heyecanla yollarını aşındırdım gazetemin.
Bu ekip işiydi. Arkasında sağlam bir çalışma arkadaşı olan insanların başarısı kaçınılmaz olurdu. Öyle de oldu. Haber Müdürlüğü ile Yazı İşleri Müdürlüğü görevleri onuruna eriştiğim gazetemde keyifli, acı, insan hayatına dokunan birçok haberlerin altına imza attık. Çıkardığımız gazeteyle, yazdığımız haberlerle sadece Ordu’nun değil, Türkiye’nin gündeminde kendimize yer bulduk.
Yorulduk ama yorulduğumuzu belli etmedik. Uykusuz kaldığımız, hatta hiç uyuyamadığımız günler oldu. Hasta olduk, serumla ayakta durduğumuz günlere şahit olduk. Fakat her engeli aşarak, heyecanımıza yeni heyecanlar kattık.
Her insan hata yapabilirdi. Bizlerin de hataları oldu. Bu hatalarda okuyucularımızın affına sığındık. Hatalarımızdan ders çıkarıp, yolumuza emin adımlarla yürümeye devam ettik. Yazdığımız haberlerin takdiri tüm okuyucularımızındır.
Fazla uzatmamam gerekiyor. Yazdıkça boğazım düğümleniyor, ellerim titriyor, gözlerim doluyor.
Sanırım hayattaki en son isteyeceğim şeyi bugün itibariyle gerçekleştirmek zorunda kalıyorum.
Bünyesinde gururla çalıştığım, heyecanla yollarını aşındırdığım, ilk göz ağrım gazetemden, yuvamdan uçuyorum. Ancak bu hiçbir zaman ayrılık olmayacak. Çünkü insan ailesinden kopabilir mi?
Ben yine her gün Ordu Olay Gazetesi için uyanacağım, her sabah telefonumdan gazetemi açıp okuyup, daha sonra kariyerimdeki o yolları koşar adım yürümeye devam edeceğim.
Bu iş bir ekip işi demiştik. Gelelim şimdi o ekibe…
Ordu Olay Gazetesi’nde çalıştığım dönem içerisinde şahsıma patronluktan daha çok ağabeylik yapan, düşünceleriyle ufkumu açan, fikirleriyle bugünlere gelmeme katkısı olan, hatalarımızı görmezden gelen, doğruyu gösteren, yanlıştan uzak tutmaya çalışan başta ağabeyim Ordu Olay Gazetesi İmtiyaz Sahibi Zeki Mesut Özel ’e çok teşekkür ediyorum. Bendeki yeri hiçbir zaman değişmeyecek ve değiştirilemeyecek.
Her an tecrübesiyle, bilgi ve birikimiyle bizi aydınlatmaya çalışan amcam, üstadım Genel Yayın Yönetmenimiz Rüştü Baş’a,
Yine 20 yılı aşkın gazetecilik kariyeriyle bizlere ışık tutmaya çalışan ablam Durdiye Aksu 'ya
Tüm kahrımı ve nazımı çeken, ailemden bir parça olan grafikerimiz, ağabeyim Şenol Korkmaz ’a,
Yazdıkları haberlerle, fikirleriyle yolumuzdan saptırmayan muhabirlerimiz Yasin Çanakçı, Hasan Cem Özel, Kaan Özel, Arif Kalafat, Furkan Eyigün ve Çetin Gümüş ’e,
Yazılarıyla hazırladığımız gazeteye renk katan köşe yazarlarımıza,
Tabi ki emekleri unutulmayacak matbaa personellerimiz Yaşar Akbulut, Birol Keskin ve Emrah Şenyurt ’a,
ŞAHSIMA OLAN DESTEKLERİNDEN DOLAYI ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.
Bu sürede istemeyerek de olsa kırdığım, üzdüğüm, gönül koyanlar varsa hepsinden özür diliyorum, hakkım hepsine helal olsun.
Ayrıca, değerli Ordu Olay Gazetesi okuyucularına da teşekkürü bir borç bilirim.
***
Yukarıda da belirttiğim gibi, bu bir veda olmayacak. Sadece resmiyetteki yerimiz farklı olacak.
Her insanın kariyer hayali vardır. Ben de hayallerimin peşinden koşma, hayallerime ulaşma kararı aldım. Bu doğrultuda üstatlarımızın bıraktığı koltukları devralmak ve bu mesleğe yakışır genç gazeteciler olarak geleceğe ışık tutmak için mücadelemi sürdüreceğim. Bu kapsamda kariyerime, mesleğimdeki ilk staj yerim olan, beni bu mesleğe kazandıran Demirören Haber Ajansı’nda, Ordu İl Temsilcisi görevine getirilmiş bulunmaktayım.
Bundan sonraki mesleki kariyerimi DHA bünyesinde sürdüreceğim. Türkiye’nin köklü haber ajanslarının başında yer alan kurumum aracılığıyla Ordu’nun gündemini, ülkemizin ve dünyanın gündemine taşımaya devam edeceğim. Bu süreçte her türlü desteğini üzerimde hissettiğim başta DHA Karadeniz Bölge Müdürü Muhammet Kaçar ’a ve tüm DHA çalışanlarına, ayrıca ajans bilgisi, deneyimi ile kariyerime ışık tutan Nedim Kovan 'a teşekkür ederim.