Son günlerde yaşanan ekonomik türbülansı ve bu bağlamda döviz kurlarının geleceğine ilişkin beklentileri 3 temel soru yardımıyla analiz etmeye çalışayım:
1) Merkez Bankası’nın (MB) ısrarla düşürmeye çalıştığı faiz oranı nedir?
Merkez Bankası’nın en son 100 baz puan (1 puan) düşürdüğü faiz oranına “politika faizi” denir. Politika faizi, MB’nin bankalara bir hafta vadeli ödünç verdiği borcun yıllık bileşik cinsten faiz oranını ifade eder. Buna karşın; mevduat faizi, kredi faizi, kamu ve özel sektörün tahvil ve bono gibi borçlanma senetlerinin faizine ise “piyasa faizi” denir. Politika faizi ile piyasa faizi arasında doğrudan ilişki yoktur. Ancak, politika faizinin düşmesi veya artması, gelecek dönem enflasyonun seyrine ilişkin MB’nin beklentisini yansıtır. Başka bir ifadeyle, MB, eğer politika faizini düşürüyorsa, gelecek dönemde enflasyonun da düşeceğini bekliyordur (veya tersi). Dolayısıyla, MB’nin politika faizini düşürmesi, piyasa faizlerini de peşinden sürükleyecektir; en azından temel öngörü odur. Yani politika faizinin düşmesi, kredi faizlerinin de düşmesine neden olacak; bu ise, borçlanma maliyetlerini azaltarak yatırımların, büyüme oranının ve istihdamın artmasına yol açacaktır.
2) Merkez Bankası’nın düşürdüğü politika faizi üst paragrafta özetlenen gelişmelere yol açar mı?
Her şeyden önce şunu söylemek isterim: Enflasyonun çift hanelere yükseldiği ve artma trendinin de devam ettiği bir ülkede, MB’nin uygulayacağı temel politika “sıkı para” politikasıdır. Yani faiz oranlarının yükseltilmesidir. Hadi diyelim biz farklı bir ekonomi politikası izledik ve artan enflasyon oranlarına rağmen politika faizini düşürerek, piyasa faizlerini ve üretim maliyetlerini azaltmayı tercih ettik. Bu tercihin işe yarayıp yaramayacağını ise, birkaç veriye bakarak öngörmeye çalışalım:
Örneğin, bugün (19 Kasım) bono faizleri %1,79 yükselmiş. Politika faizi düşerken, neden kamunun borçlanma senetlerinin faiz oranları yükseliyor? Çünkü kurlarda yaşanan sert yükselişler, bir yandan enflasyonun yükselmesine, diğer yandan da ekonomide belirsizliğe yol açıyor; bu da kısa ve orta vadeli risklerin önemli ölçüde artması ile sonuçlanıyor. Örneğin, yine bugün kamu bankaları kredi faiz oranlarında indirime gitmiş. Belli ki bu faiz indirimi piyasa koşullarına göre değil de, zorlamayla yapılmış bir indirim. Çünkü özel bankalarda henüz bir ses yok! Enflasyon oranlarının yükselmeye devam ettiği bir ülkede, özel bankaların da bu faiz indirimine eşlik etmesi zaten pek olası değil. Ancak, özel bankalar da faiz indirimine yönelir ise, o zaman orta ve uzun vadede enflasyonun düşeceğine dair beklenti piyasalarda oluşmuş demektir.
Özetle; döviz kurlarının sert bir şekilde yükselerek belirsizliğini koruduğu ve enflasyon oranlarının da artmaya devam ettiği bir ülkede, politika faizlerini istediğiniz kadar düşürün, ekonomide dengelenme ve istikrar sağlanmadığı sürece riskler devam edecek ve arzulanan yatırım artışı gerçekleşmeyecektir. Piyasa koşullarına aykırı olarak faize bu şekilde müdahale etmenin maliyeti ise, daha fazla yükselen döviz kurları ve buna bağlı olarak daha fazla artan enflasyon oranları olacaktır. Bütün bu gelişmelerin sonucunda ise, piyasa faiz oranları önünde sonunda çok daha yüksek seviyelere ulaşacaktır.
3) Doların yükselişi ne kadar devam eder?
Şu anki süreçte bu soruyu cevaplamak pek mümkün değildir. Ancak şunu söyleyebilirim: Eğer hükümetten veya MB’den faiz indirimlerinin devam etmeyeceği veya piyasa şartlarına göre faiz kararının tersine de dönebileceği yönünde bir açıklama gelirse, kurlarda sert düşüşler yaşanabilir. Ancak ne var ki, MB’nin son toplantısında Aralık ayında da faiz indirimine devam edileceği yönünde sinyaller verildi. Dolayısıyla, son günlerde kurlarda yaşanan sert yükselişlerin içinde, Aralık ayında olası faiz indirim kararının fiyatlaması da yer alıyor. Başka bir ifadeyle, Aralık ayında faiz indirimi gerçekleşse dahi, çok olumsuz bir gelişme/açıklama olmadığı sürece, yılbaşına kadar dolar fiyatının kalıcı olarak çok daha yükseleceğini ben öngörmüyorum (örneğin, 12,5 ve üzeri rakamlar). Kaldı ki, zaten çok yükselerek hedef aşımına girdi.
Doğru yatırım kararı vermeniz için, başta MB’nin ve hükümetin konuya ilişkin açıklamalarını takip etmeniz, sizin için en iyisi olacaktır.
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.