Hâl ve gidişin bir boyutu siyasetse, diğer bir boyutu ekonomidir. Aslında birbirinin tetikleyicisidir. Siyaset tepetaklaksa, ekonomi de tepetaklaktır. Euro, dolar son bir ayda Türk lirası karşısında tarihinin en yüksek değerine ulaştıysa, örneğin dün 1 liraya aldığımıza bugün 20 kuruş daha fazla ödersiniz.
Yani, sezon açılışında fındığınızı 12,75 kuruşa sattıysanız, kârdasınız. Evet evet “satma, beklet” diyenlere inat kârdasınız…
Bugün kabuklu fındığın Borsa fiyatı 10,75 kuruş. İki ay öncesine göre kilo bazında iki lira kaybınız var. Oysa sizin son iki ayda kaybınız iki değil, üç lira! Nasıl mı? Anlatayım: Fındığınız ihraç ürünü. Dolarla alınıp, dolarla satılıyor. Avrupalı alıcı, sezon başında bir kilo kabuklu fındığa 4,5 dolar öderken, bugün 3-3,5 dolar ödüyor. Yani, alıcısı kârda, satıcısı zararda…
Gel gelelim bu bile, alıcı ülkelerin parlamentosunda tartışılıyor. Bu kadar pahallı ürün ithal edip, çikolata yapmayalım. Çikolata fiyatının artması hem tüketiciyi, hem de ülke ekonomisini zorluyor!
Bu söylediklerim şaka/maka değil! Sık sık bizim yerel gazetelerde de böyle haberler görürsünüz. Avrupalı çikolatasına fındık yerine badem, olmadı fıstık koyar.
***
Fındık üzerine spekülâsyonlar yapılıyor. Efendim rekolte tahmini sezon başında 460 bin bilmem kaç ton, ürün pazara geldikten sonra eh: 400 bin tona bağlayalım!
Önceki yazılan çizilenleri revize edip, unutalım. Böylece fındıkta oyun oynanmamış, mış mış oluyor!
***
TÜRK-İŞ Ekim ayı sonunda 4 kişilik bir ailenin aylık giderini hesap etmiş, dün bütün haber sitelerinde, tv’lerde var. TÜRK-İŞ’in açıklamasını bir tv. kanalı yorumsuz sunuyor: Açlık sınırı 1.400 lira, yoksulluk sınırı 4.577 lira. Bir başka tv. kanalı, TÜRK-İŞ’in açlık sınırı rakamını “asgari ücretten fazla” diyerek yorumluyor.
***
Erenler işte benim durduğum yer burası… Siz sıfırları yan yana koyup, ekonomide şu kadar büyüdük bu kadar büyüdük yaza durun… Asgari ücretli bir ailenin aylık kazancı, açlık sınırının altında ise, orada büyümeden bahsedilemez. Olsa olsa bir ekonomik çöküntüden bahsedebiliriz.
***
Yazıyı bitirirken “yorumsuz” bazı rakamlar vereceğim.
Ordu, Sosyo-Ekonomik Gelişmişlikte 61. sırada, Eğitimde 49., Çevrede 43., Sağlıkta 32., Güvenlikte 25. sırada.
İşsizlik oranında ise genel kabulün altında, yani çift haneli rakamın çok çok uzağında yüz kişiden 6’sı işsiz.
Ben demiyorum TÜİK diyor.
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.