Bugün “1 Mayıs Emek, Dayanışma ve Mücadele Günü”.
İşçi ve memur sendikaları bu yıl da birlikte kutlamayacak 1 Mayıs’ı. Türk-İş Kocaeli’nde, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB İstanbul-Bakırköy’de, Hak-İş ve Memur-Sen Şanlıurfa’da, Türkiye Kamu-Sen ise Samsun’da etkinlik gerçekleştirecek. 2010 yılından beri bu önemli günde bir türlü bir araya gelemiyorlar. Oysa, emekçilerin sorunları, talepleri ve beklentileri ortak.
Bugün alanları dolduracak emeği ile geçinen on binlerce işçi, işsizliği, hayat pahalılığını, aleyhlerine olan vergi sistemini ve gündemde olan kıdem tazminatı fonunu “kıdemime dokunma” diyerek protesto edecek, “Emeğin en yüce değer” olduğunu bir kez daha haykıracak.
İşsizlik fonundan yeteri kadar yararlanamayan, sosyal güvenceden yoksun çok düşük ücretle merdiven altı işyerlerinde kayıt dışı çalışmak zorunda kalan, gerekli önlemler alınamadığından günde 5 işçinin canını alan iş cinayetlerine muhatap olan, açlık sınırının gerisinde kalan asgari ücretle hayat pahalılığına karşı direnen, sendikalı olmasından ötürü kapı önüne konulan emekçiler seslerini bir kez daha siyasi iktidara duyurmaya çalışacak. Emekliliğinde yaşam güvencesi olan kıdem tazminatına dokunulmamasını, kazanılmış hakların ellerinden alınmamasını gür sesiyle haykıracak. Onların tek derdi muhannete muhtaç olmadan iş, aş sahibi olabilmek, evine götürebileceği ekmeği büyütebilmek, milli gelirden daha fazla pay alabilmek. Bunları istemek en doğal hakları değil mi?
İş güvencesinin olmadığı, sendikalardan öcü gibi korkulduğu, işe dönüş davalarının uzadığı, büyük savlarla hayata geçirilen arabuluculuk sisteminin işçiye çok yarar sağlamadığı , sendikalar arasındaki rekabetten ötürü emekçinin yitirdiği, grev yasakları ve ertelemenin arttığı, esnek çalışmanın yaygınlaştığı, sendika karşıtı özel istihdam bürolarının çoğaldığı bir ortamda farklı illerde bayramını kutlayacak alanları dolduran on binlerce emeği ile geçinen kitle.
Üretimin temel taşı olan emekçiler ne yazık ki, günümüzde yeteri kadar örgütlü değil. 14 milyonu aşkın işçiden ancak 1.5 milyonu sendikalara üye. Yüzde 12’lik sendikalaşma oranı ile Avrupa ülkelerinin hayli gerisinde kalıyor Türkiye.
Ya işveren baskısı, ya “işten atılırım” korkusu, ya da güvensizlikten ötürü sendikalara üye olamıyor, olmuyor işçiler. Aslında, sendikalı olmak onlara sayısız yarar sağlayacak. Hiç kuşku yok ki, emekçiler yasal haklarını kullanarak sendikaya üye olmalarından kazançlı çıkacak.
Aileleri ile birlikte nüfusun üçte ikisini oluşturan işçi, memur, emekli ve esnaf güçlerini birleştirdiğinde devasa bir siyasi güç oluşturabilir. Ne var ki, farklı siyasi anlayışlarından ötürü bu gücü birleştiremiyor, etkili olamıyor. Siyasette etkin olabilmeleri için oy güçlerini birleştirmeleri gerekiyor. Ne var ki her biri farklı siyasi zeminlere savrulduğundan bu gerçekleşmiyor.
Ülkemizde 2008 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kabul edilen 1 Mayıs’ın kökeni , 1886 yılında Amerikan İşçi Federasyonu’nun (AFL) 15 saatlik çalışma süresinin 8 saate indirilmesi için düzenlediği toplantıda 14 kişinin hayatını kaybetmesine dayanıyor. 1888 yılında çalışma süresi 8 saat olarak kabul edilinceye kadar her yıl 1 Mayıs’ta grev yapılması kararlaştırılıyor.
1899 yılında Paris’te toplanan 2. Enternasyonal 1 Mayıs’ın işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanmasına karar veriyor.
O tarihten bu yana dünyada 1 Mayıs kutlamaları coşku ile gerçekleştiriliyor. Ülkemizde 1977’de Taksim’deki kutlamalarda failleri hala belli olmayan saldırganlar tarafından düzenlenen kanlı saldırıda 35 emekçi yaşamını yitirmişti. Zaman zaman gerginlik yaşansa da artık “korku günü” olmaktan çıktı, emekçiler ve aileleri tarafından coşku ile kutlanan 1 Mayıs Türkiye’de.
Tüm emekçilerin bayramı kutlu olsun.
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.