(ARAŞTIRMA: H.NAİM GÜNEY)
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet kurulduktan hemen sonra, uzun yılar süren savaşlar nedeniyle harap ve yorgun düşmüş olan milletin ihtiyaçlarını yerinde tespit etmek ve onların geleceğe yönelik ümitlerini güçlendirmek amacıyla, yurt gezilerine başlamıştı. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, 1924 yılı sonbaharında Karadeniz kentlerine yönelik bir inceleme gezisine çıktı. Hamidiye adlı kruvazör gemisiyle 15-17 Eylülde Trabzon’u, 17-18 Eylülde Rize’yi ve 19 Eylül öğleden önce ise Giresun’u ziyaret etmişti.
Geziler planlanandan daha kısa tutulmaktaydı. Çünkü 13 Eylülde Erzurum’da bir deprem olmuştu ve öncelikli olarak oraya gidilmesi gerekiyordu. Atatürk’ü taşıyan Hamidiye kruvazörü, 19 Eylül Cuma günü, saat 13.00 gibi Ordu’ya gelmek için Giresun’dan hareket etmişti. Ordulular ise günlerdir süren hazırlıklarını tamamlamışlar şehrin her yanını süslemişlerdi. Sahilde toplanan halk, Divani burnundan aşacak şanlı gemiyi bekliyorlardı. Nihayet saat 15.00 civarında Hamidiye kruvazörü Ordu iskelesi karşısında, açıkta demirlemek üzere yerini aldı. Vali Rıfat (Vona) başkanlığında oluşturulan karşılama heyeti ise motorlarla gemiye hareket etmişlerdi. Heyette, Ordu Mebusu Faik (Günday), Belediye ve Halk Fırkası Reisi Yusuf (Furtun) ve Ticaret Odası, Hilal-i Ahmer, Meclis-i İdare ve Encümen-i Vilayet, Muallimler Birliği, Gençler Yükselme Birliği, İdman Yurdu, ihtiyat zabitleri, manifaturacılar, terziler ve kunduracıların temsilcileri bulunmaktaydı. Karşılama heyeti gemiye ulaşınca gemiden 22 pare top atışı yapılmıştı.
Mustafa Kemal ve beraberindekiler iki ayrı motorbota binmişlerdi. Bu motorbotlarda, Atatürk’ün yanında gezilere katılan milletvekilleri Kılıç Ali, Rauf (Benli), Salih (Bozok), Hamdullah Suphi (Tanrıöver), Başyaver (Rasuhi), Cumhurbaşkanlığı Başkatibi Tevfik (Bıyıklıoğlu) bulunmaktaydı. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, kruvazörün hücumbotuyla, yüzlerce kayığın eşliğinde karaya çıktı. Kente ilk adımını attığı yer, bugünkü İlkadım Anıtının olduğu yerdi. Binlerce Ordulu, Ata’sını alkışlarla karşıladı. Askerlerden ve öğrencilerden oluşan karşılama kortejin önünden geçerken, selamlarına “Merhaba, nasılsınız arkadaşlar?” diyerek yanıt verdi. Bir kız öğrenci kendisine bir demet çiçek sundu.
Sahilde, caddelerde ve evlerin teraslarında yığılmış binlerce insan sonsuz bir heyecan ve tezahürat eşliğinde hasretle bekledikleri Mustafa Kemal’i yakından görebilmek için sabırsızlanıyorlardı. Atatürk ve beraberindekiler iskeleye yaklaştığında polis ve jandarma tarafından resmi karşılama yapılmış, kurbanlar kesilmişti. Coşkulu tezahüratlar eşliğinde karaya çıkan Atatürk, yol boyu dizilmiş memurlar, öğrenciler ve diğer vatandaşların arasından beraberindekilerle birlikte belediye binasına doğru yürümeye başlamıştı. Başında kalpak, üzerinde çizgili lacivert bir elbise vardı. Beyaz gömleğinin üzerinde yine lacivert bir kravat, ayağında ise siyah rugan iskarpinler vardı.
Atatürk, ilk olarak belediyeyi ziyaret etti. Belediye Başkanı Yusuf Furtun’ idi. Makamında, kendisine kentin yerel sorunları hakkında bilgi verdi. Kahveler içilirken, kentin çeşitli kuruluşlarının temsilcileri Atatürk’e tanıtıldı. Atatürk, belediyeden sonra aynı binada bulunan Cumhuriyet Halk Fırkasını da ziyaret etti. Daha sonra yine yürüyerek, binlerce Ordulunun alkışları arasında vilayete çıktı. Dönemin Vali Vekili Rıfat Bey tarafından kendisine ilin sorunları hakkında bilgi verildi. Özellikle eğitim ve nafıa konularında aldığı bilgilerden memnun olmuştu. Valilikten ayrıldıktan sonra dönüş için iskeleye yönelmişti ama kendisini bir sürpriz beklemekteydi. Ordulu gençler, Atatürk’ü İdman Yurduna getirmek için bir plan hazırlamışlardı. Bu amaçla spor kıyafetlerini giyerek millet düzünde antrenman yapmaya başlamışlardı. Diğer bir grup da Atatürk’ün geçeceği yol güzergâhında bekliyordu.
Başlarında ise daha sonra Ordu Belediye Başkanlığı da yapacak olan Ali Rıza Gürsoy bulunmaktaydı. Ali Rıza Gürsoy, Atatürk’ün önüne çıkarak onu İdman Yurdu Kulübü’ne davet etmiş, Atatürk de onların teklifini geri çevirmemişti. Çok az vakti olmasına rağmen İdman Yurdu’na uğramıştı. Ordulu gençler sevinçliydi. Ancak kulüp defterine hatıra yazdırmak üzere Atatürk’e uzattıkları kalemin mürekkebinin kurumuş olması bu sevinçlerini biraz gölgelemişti ama Atatürk’ün kendi kalemiyle yazması onları fazlasıyla mutlu etmeye yetmişti.
Atatürk İdman Yurdu’nun defterine şunları yazmıştı. ‘‘Ordu İdman Yurdunu teşkil eden gençlerin hemen mevcudiyetini izhar ve ihsas eden gençlerden mürekkep olduğunu gördüm, memnunum. Sporun bedeni olduğu kadar fikri de olmasına dikkati celp ederim.’’ Bu günkü anlamıyla, ‘‘Ordu İdman Yurdu’nu oluşturan gençlerin hepsinin varlıklarını hissettiren atak gençler olduğunu gördüm bu yüzden memnunum sporun bedenle olduğu kadar zekâ ile de yapılması hususunu dikkatinize sunarım’’ demişti. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, İdmanyurdu Kulübü binasından ayrıldıktan sonra, bu kez de Gençlik Yükselme Birliği Kulübü yöneticileri tarafından davet edildi. Bu daveti de kırmayan Mustafa Kemal Atatürk, kısa bir süre bu kulübe ve daha sonra İhtiyat Zabitleri Kulübüne uğradı.
Gençlik Yükselme Birliği Kulübünde, Keçiköy İlkokulu müdürü kendisine tanıtılırken, o yörenin çok yeşil olduğunu gemiden gördüğünü söyleyerek, okulun adının “Yeşilyurt” olarak değiştirilmesini istedi. Bu ziyaretlerin ardından iskeleye ulaşan Mustafa Kemal, kentten ayrılmadan, iskeleyi dolduran kalabalığa hitaben şu konuşmayı yaptı:
“Muhterem Ordu Ahalisi, Hakkımda gösterdiğiniz samimi tezahürat bende pek derin hissiyat bıraktı. Maalesef ciddi bir sebep aranızda fazla kalmama mani oluyor. Bunun için müteessirim. Fakat vaat ediyorum; ilk fırsatta aranızda daha fazla kalmakla bu teessürü izale edeceğim. Gönül arzu ederdi ki burada günlerce kalayım ve sevimli köylerinizi temaşa ile zevk alayım.
Arkadaşlar! Sizin gibi şuurlu bir millete malik olan bu devlet, bütün cihana karşı iftihar etmek hakkına maliktir. Büyük teessürlerle sizden ayrılıyorum. Fakat vaadimi yaptığım zaman bu teessürlerim zail olacaktır. Allahaısmarladık.”
Zaman azalmıştı. Atatürk, bu seslenişinin ardından, Samsun’a gitmek üzere İskeleye hareket etmişti. Artık vakit tamamdı ve Atatürk Ordu iskelesinden tekrar motorbotlara binerek, yine halkın yoğun tezahüratları arasında Hamidiye zırhlısına doğru yol alıyordu. Ve Ordu limanından ayrılmak üzere olan bu müstesna gemiden tüm Ordu’ya bir mendil sallanıyor. Hamidiye ağır ağır Samsun’a doğru yol alıyordu. Ordulular ise bütün gücüyle geminin arkasından bağırıyordu. “Doyamadık bir daha gel Paşam…”
Ordu, 19 Eylül 1924 Cuma günü tarihinin en önemli günlerinden birini yaşamıştı. Ve 21 Eylül 1924’de Hâkimiyeti Milliye Gazetesi de bu haberi şu başlıkla veriyordu; “Ordu hasretini gideremedi” Bu unutulmaz hatıradan dolayı 96 senedir 19 Eylül günü Atatürk’ün Ordu’ya geliş yıldönümü olarak törenlerle kutlanır, daima kutlanmalıdır da… Öyle değil mi?
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.