Sen ne söyleyeceksin diye sordular. Bende söyledim.
Güzel Ordu'muzun tarihini araştırmacılar ve tarihçiler yazsınlar. Ben tarihçi değilim. Aslında bir yazarda değilim. Amma güzel ilimiz ve yöremiz bahis konusu olursa; benimde söyleyeceklerim olabilir...
Ömrümün 70 senesinin hemen hemen tamamını bu yörede geçirdim. Duyarlı yaşadığıma inanarak zaman, zaman kültür ve sanat faaliyetleri içerisinde de bulundum. Sade bir vatandaş olarak, güzel ilimiz için söyleyeceklerim neden olmasın?
Bu zamana kadar yöremiz ve güzel Ordu'muz için yazılanlar çizilenler, ilimiz, yöremiz hakkında gizli kalmış bir çok şeyleri ortaya çıkarmıştır. Değerli araştırmacı yazarlarımıza değerli fikir adamlarımıza şükran borçluyuz. Yöremizin ekonomik, kültürel, turistik, sanatsal, tarihsel ve sosyal değerlerini, varlıklarını ortaya koyup sergilediler...
Ancak bu bence yeterli değil. Çünkü ifadeyle ortaya konulan ve umuma sunulan eserlerin hepsi değil amma, büyük bir bölümü bireyselliğe dayanan ve belli kesimlerin reklamlarını vurgulamaktan öteye bir hizmet içeriği taşımıyor. Bence geniş çerçevede güzel Ordu’muzun bütün insanlarına hitabeden çok uzun vadeli; soluklu, öğretici, eğitici vasfı olan, gelecek kuşaklara ışık tutan, çarpıcı, uyarıcı eserlerin ortaya konması gerekir diye düşünüyorum...
Güzel Ordu’muzda her şey var. Bütün güzellikler ve yetişkin insanlarımızda varken; Neden yokluk içerisindeyiz... Bunu anlamak olası değil. Bu neden böyle sürüp gider, neden bu yöre ve insanlar bir ileri, iki geri giderler. Anlamak zor değil, aslında bu tablo enine boyuna masaya yatırılıp tartışılmalıdır... Varlık içerisinde yokluğu yaşamak buna derler. Bana göre sebeplerden birisi şudur, “örnek olarak söylüyorum.
Bizim insanlarımız, kendi illerine yatırım yapmıyorlar. İstisnaların dışında genel olarak ilimiz; bağrında besleyip büyüttüğü, havasını soluyan, suyunu içen, mal mülk ve mevki sahibi olan evlatları tarafından, ihmal edilmiştir... Bizim insanlarımız kendi yörelerine yatırım yapmayı sanki bir ayıpmış gibi görüp, başka yörelere yönelmektedirler. Adeta kendilerini bu ilin insanı saymamaktadırlar. Bu durum üzüntü vericidir. Art niyet taşımadığıma inandığım bu insanlarımıza daha kolay ve daha çok para ve imkanlardan yararlanmak için büyük kentleri tercih etmiş olacaklarını düşünüyorum. Siz ne dersiniz bilemem.
Güzel ilimizin halk yapısı; Anadolu’muzun genel mozaik yapısını yansıtır. Aslında; çok seslilik ve zenginlik olarak kabul edilmesi gereken bu yapı, yöremize yapılacak yatırımları engelleyici bir faktör olarak da çok zaman karşımıza çıkmıştır. “Şahsi görüşümdür.”
İlimiz, güzel coğrafyası ile havası, suyu, yaylası ile verimli toprakları ile; sevecen ve munis halkı ile, ülkemizin ender illerinden biridir. Amma nedense gelişememiştir. Nedenleri çok yönlüdür, tartışmak ve sorgulamak gereklidir. Ayrıca ilimiz coğrafi yapısının haricinde, yetişkin insan faktörü açısından da yeterlidir ve zengindir. El becerisi olan, sanatkar insan sayısı en çok olan bir ildir güzel Ordu’muz. Yeşilin ve mavinin renk renk, çiçek bahçelerinin ufukta ve denizde bir çizgi halinde öpüştüğü, sevgili bir yöredir Ordu ilimiz. Çeşitliliği ve canlılığı bünyesinde barındıran, birbirine sarılmış iki sevgili görünümü arz eden bütün Karadeniz, hele güzel Ordu’muz!.. Çambaşı, Perşembe, Mesudiye, Aybastı, Korgan Akkuş, Gölköy, Ulu- bey, Fatsa, Ünye ve bütün ilçe ve köyleriyle emsalsiz bir tablodur güzel ilimiz... Boztepemiz, turistik tesislerimizle, Balıktaşı, Belde Otel, İkiz evler, Otel Vona ve daha bir çok müteşebbis insanlarımızın kuracağı tesisler daha güzel olma yolundadır güzel Ordu’muz.
Çok sesli bir halk yapısına sahip olan güzel vilayetimiz zengin ve estetik folkloru ve türküleriyle değişik kültürlerin harman olduğu bir yerdir. Bu güzel vatan köşesi, artık ihmal edilmemeli, tanıtılmalıdır. Karadeniz’imizin gerdanında inci bir kolye olan güzel Ordu’muz iş adamlarımızla, sivil toplum örgütleriyle, kültürel, sanatsal ve sosyal ekonomik faaliyetleriyle, yatırımlarıyla, üniversitesiyle onurlu ve saygın yerine oturtulmalıdır. İlimiz bunu çoktan hak etmiştir!.. Ve netice olarak bu güzel ilimize yapılacak yatırımlar, ağır sanayi kuruluşlarının getireceği kirliliğe de dayanamaz. Fındık mahsulümüzü mamul hale getiren entegre çikolata fabrikaları kurulmalıdır. Ve bu fabrikalar çoğaltılmalıdır. Çevreyi kirletmeyen yeşili koruyan ve arıtma tesisleri olan hafif sanayi kuruluşları ve turistik tesisler çoğaltılarak sanatsal çalışmalara ağırlık verilip yöremiz insanlarının yüzü gülmelidir. Sözün özü: Güzel Ordu’muz turizm-kültür ve sanat şehri olmalıdır.
Daha fazla taş ve beton yığınına dönüşmeden haydi hep beraber güzel Ordu’muza sahip çıkalım. Güzele aşık güzelliklere aşık insan arıyorsanız işte o benim. Yöresine ve güzelliklere aşık çok insan çıkar güzel Ordu’muzdan. Gelin birlik olalım. İşi kolay kılalım. Bu dünya kimseye kalmaz.
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.