A Haber, 28 Şubat belgeselindeAtatürkçülük vesayeti kurma fikriyle donanmışlar ve madur ettikleri sunuldu: Demirel, Ecevit, M.Yılmaz, Cindoruk, asker-yargı-bürokrasi dayanışmalı ittifak, akla zarar rejim hamiliği fikirleriyle debeleneduruyordu. Merhum Erbakan Hoca, Havuz Sistemiyle ekonomiyi düzene koyduklarını savunuyordu ya akıl tutulması içine düşürülmüş vesayet korosu bu konuyla ilgili tek söz etmiyordu. Yıllardır süren modele üç kâğıt ekonomisi diyen Prof. Dr. Osman Altuğ’u Fehim Adak’la el ele yeni bir model için davet etmişti Erbakan. Ancak belgeselde iki de bir genç Erdoğan’ın demeçleri verildi. Millî Görüş davasının tek takipçisi lider algısı amaçlanmıştı sanki (!) Osman Hoca yok sayılmıştı, adı bile geçmedi. Tarihin şahitleri yutar mı bunu? 45 yıldır edebî eserler ve tarihten takipteyim: Tarihin gerçek şahitleri körtarafları değil, haktarafları resmen olamasa da bir yol bulup mutlaka aktardılar geleceğe! Tarihçi Merhum Prof. Dr. Necip Hablemitoğlu da milletin böyle büyük bir değeriydi. Bukalemun casuslukları belgelendirerek gündem yaratmayı başarmıştı. Tehditler alıyordu.
O sıra ahtapotun kolları önceki liderlerimiz gibi Ecevit’i de sarmış ama ona yön veremeyince kriz yolunu açmıştı. Sağ kolu denen yardımcısı Başbakanlık yapamaz,hasta demeci vermişti. Aynı zamanda partiler içi hesaplaşmalar, bölünmeler de başladı. Millî Görüş Ocağında da tabi. Abdullah Gül, Hocasına karşı aday oldu, çok da oy aldı. Onunla hareket eden başta Arınç ve şimdiki CHP’li Şener olmak üzere ağır toplar yetiştiği bu tarihî ocaktan ayrılıp dışarıya da açılarak gömlek değiştirdiler. Halk benimsedi de Reis lakabı verdi, karizmatik diye Erdoğan liderliğinde Ak Partiyi kurdular. Erbakan Hoca, operasyonun farkındaydı ve şimdi gömleksiz oldunuz dedi ocağında yetiştirdiği öğrencilerine. Ocak kurucusu bir Hoca için ne acıydı!
Kimse oralı olmadı ama Hablemitoğlu’nun da kriz ortamı hakkında kulağımda kalmış önemli bir yorumu vardı. Kaydı varsa bakıp değerlendirilmeli. 2002 iktidarının kurulması ve cinayetin de ondan sonra işlenmesinin bu yorumla ilgisi var mıydı? Casusluğun niyeti, mesajı neydi ve kimeydi? Bu soruları doğru cevaplamak ve kesin sonuca varmak zor ama kesin olan cemaat güdümlü atamalardı. Şahidim ki ülke aydınlanmasına katkı yolunda 10 yıl hizmet ettiğim Gazi Ü. Kolejlerindeki emeğimi, Gül ataması cemaatçi rektör talan etmişti. Bu canlı şahitliğimden başka doğruysa tüyler ürpertici neler duydum, neler! Soru çalma rezaletine seyirci kalındığı bile yansımadı mı kamuoyuna? Mit krizine kadar aklı fikri tutulan çoktu. Kapkara takkeyi bu krizde düşürüp keli görünce neydi o paralel devlet itirafı,Allah da milletim de affetsinnedameti, ardından verilen ve hâlâ süren mücadele?
Hablemitoğlu faili 20 yıl sonra yeni bulundu, onun ifadesi sonucu da önemli bir asker kaçtı ve aranıyor. Allah’ım rahmet etsin, Hoca’ya karşı siyasî oluşum yerine onun tecrübe ve bilgeliğine itibar edilseydi bunları ve 15 Temmuz’u yaşar mıydık? Mazide onun dışındaki başların aldatılması sonucu olanları hatırlayalım: Başlar eğilmiş, acze düşmemiş miydi? Sadece Reis vesayete de sızıntı örgüte de direndi; üstlerine de gitti, gidiyor. Yazdım destanını. Lakin üzgünüm! Halkın nabzını tutarak NOLDU yazısını da yazmak zorunda kaldım. O nabzı tarihe kaydetmek yazarlık sorumluluğum çünkü.
Bunca tecrübeden sonra bugünleri çözmek zor değil ama yine bukalemun etkisini hatırlatan iktidar- muhalefet çekişme kaynağı siyasî hatalar, göz çıkarıyor adeta! Millet ve devlete sızıntı yanıltımları hep oldu yine de olacak bilinci oluşmadı gitti! Baş olan kimse bile bile bukalemunlara hizmet etmedi elbette. Lakin yanlış bilgi, kirli fikir-yorumlarla akılları tutuldu da yanıltıldılar. Yanılgı yakıtlı çatışma körüğü pompalanınca uçuşmadı mı yanlışlıklar sağa sola, ileri geri, aşağı yukarı? Bu tecrübeye rağmen Anamuhalefet, vesayet sürecindeki yanlışları için bir yandan helalleşme kampanyası başlatıyor ama iktidarın icraatlarına yapıcı öneri yerine bir bardak suda fırtına koparıyor. Ha tamam! Yakaladık açığı, vur babam vur! Geçen hafta ÖSYM’de KPSS soru şaibesi çıkınca gereken yapıldı hemen. Bu olay da casuslukla yönetim itibarsızlaştırma çabası. İktidara akılcı öneriler yerine tepki kondu. Yeni başkanın tarikat ilgisi falan öne sürüldü. Yıpratıcı çatışma dilinin kem niyete hizmet olabileceği göz ardı edildi. Zurnanın zırt dediği yere basıldı yine(!)İktidar da muhalefet de çatışma yolundan çıkmak istemiyor demek değil mi bu? Biri dindarlık adına tarikat, diğeri halk için şiddeti hak gören örgüt mensupları etkisinden çıkamıyor. Atama yanlışsa şöyle demeliydi muhalefet: Yettiartık dersimizi alalım da iktidar-muhalefet el birliğiyle bu radikalleşmeyi tasfiye edip liyakate yönelelim.
Ak gömlek giydim diye kem niyetli cemaat fikir yağmurlarında ıslana ıslana hainliğe karşı milletine destan yazdıran iktidara sormalı: Koptuğu Hocasından ikna etme amaçlı eleştiri dışında tepki içeren tek söz duydu mu? Kendisini kanter içinde bırakan vesayetçilere bile çatışma dili kullandı mı hiç? Gelinen noktada hava yine sisli! Bu sis özeleştiri, nedamet ve makas değiştirmekle dağılır mı? Hangi yol arkadaşların kara gömlek giydi de şimdi, sürekli kapkara ne bulduysa koyuyorlar masaya. Niye oturdular bir kenarına? Reis diyor ki haklarında: Layık oldukları için görevlere gelmediler, getirildiler. 20 yıldır hak edenler göreve getirildi biliyorduk. Aldatıldık öyle mi? Ne acı! Getirilmeselerdi de üyeler ve STK temayülünden geçenlere itibar edilseydi belki de layık olanlara ulaşılabilirdi. En azından sorumluluktan kurtulunurdu. Getirme yine sürüyor. Yeni getirilenlerin niyetleri kesin belli mi? Geçmiştekiler gibi bukalemun olmadıkları ne malum? Halk veya çevre genel liyakat temayülüyle atama-seçme çözer bu sorunu.
20 yıl sonra nas ortada diye üretim-ihracat-istihdam için düşük politika faizi adında bir modele önceki yanlıştı itirafıyla geçildi. Madem geçildi ve 28 Şubat sürecinde Erbakan’a yapılanlar belgesellere konu edildi; niye onun Havuz Sistemine bakan bile yok? Osman Hoca, belgeseldeadınız yoktu serzenişime Allah rızası için yaptım, adım için değil dedi. Şimdi sabır diyoruz da sonu selamet mi? Osman Hoca’ya göre değil. Madurlar hep maaşa bağlanmış olsa da geçim dert! Halkı da Hocayı da iyi dinlemek gerekmez mi? İnsanlar diyor ki partilerden umut yok! Hepsi kapılmış egosuna, hırsına. Kararsız çok. Düşünülesi değil mi bu? Milletin yetişmiş evlatları partisiz mi çıkmalı halkın karşısına? Milletin itimadını sarsan nedametlerin, itirafların dersi bu mu?
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.