Dünkü yazımda 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Sibel Ünli’nin intihar ederek canına kıymasının ardından, “Recep İvedik” filmleriyle ünlenen Şahan Gökbakar’ın paylaşımına değinmiştim.
Gökbakar, Sibel Ünli için, “Yemek yemesi gerekmesin diye hayatından vazgeçti. Uzaklarda değil! İstanbul'da,” dedikten sonra döktürmeye devam etmiş:
“Halbuki ne güzel bir havalimanı vardı, inci gibi köprüler vardı, gökdelenler yapılıyordu. Belki kanal bile açılacaktı. Öyle bir ülkede yaşıyordu ki Sibel, kişi başı gelir 8 bin dolardı ama Sibel yaşamaya değer bulmadı. Çok üzgünüm Sibel... Seni doyuramadı, okutamadı ve yaşatamadı bu devlet...” Bu minvalde devam ediyor Şahan’ın paylaşımı...
Şahan, aslında akıllı bir adam. O, sosyal medyanın, beyinleri tembelleştirdiğini de biliyor, insanları her önüne gelen yeme atlayan bir sazana çevirdiğini de.
Nasıl bilmesin ki?.. 1975’te Rıfat Ilgaz’ın eserinden uyarlanan “Hababam Sınıfı” filmini ayakta alkışlayan, 1977’de Kemal Sunal’ın başrolünü oynadığı “Kapıcılar Kralı” filmine akın eden, 1989’dan itibaren 13 yıl boyunca Umur Bugay’ın yazdığı “Bizimkiler” dizisiyle ekrana kilitlenen Türkiye halkının mizah anlayışı erozyona uğramıştı. Kalite yerine basitlik öne çıkmıştı. Küfür ve argodan ibaret “Recep İvedik” filmleri bile milyonlara ulaşıp rekor üstüne rekor kırıyordu. Ne de olsa araştırıp soruşturanı az, ama sazanı bol bir topluma dönüşmüştük... Şahan yanılmadı, paylaşımı bolca paylaşıldı.
Oysa kimsenin ilgilenmediği, daha doğrusu ilgilenmek istemediği gerçek çok farklıydı. Sosyal medya çalkalanırken, Sibel’in babası Zeki Ünli ile ağabeyi Aydın Ünli, Batmanlılar Derneği’nde taziyeleri kabul ediyorlardı. İş çığırından çıkınca “acılarını dahi yaşayamadan” basın açıklaması yapmak zorunda kaldılar.
Ağabey Aydın Ünli, “...Çok acı bir kaybımız var. Kardeşim Sibel Ünli maalesef çok acı bir şekilde hayatına son verdi. Ama sosyal medyada ve başka yerlerde bizim ailemizin onurunu rencide eden, kendisinin hatırasına hakaret eden bir sürü şey paylaşıldı. Bu bizi çok üzdü. Bir basın açıklaması ihtiyacı hissettik,” diyordu.
Aydın Ünli’ye göre söylenenler yalan, yapılan “siber zorbalık”tı... Muş’ta, Bursa’da ve İstanbul’da birer evleri vardı. Aylık gelirleri 10 bin lirayı geçiyordu. Geçmişte ekonomik sorunlar yaşamışlar, İstanbul Valiliği, Güngören Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesine başvurmuş ve kanunun uygun gördüğü ayni ve nakdi yardımları almışlardı.
Kardeşleri Aydin Ünli tıp doktoru olarak atanınca, ailenin maddi durumu daha da iyileşmiş ve muhtaç durumdakilere verilsin, diye yardım almayı kesmişlerdi.
Dahası bir sonraki yazımda.
Yarın: Sibel’i kim öldürdü?
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.