Türkiye, 14 Mayıs günü genel seçime gidiyor. Cumhur ittifakının başkan adayı zaten belliydi. Millet ittifakının adayı da nihayet belli oldu. Sıra geldi liderlerin iki dudağı arasında ikbal arayan vekil adaylarının listesine.
Pek yakında aday adayları küp şeker etrafında üşüşen karıncalar gibi ortalığa çıkacaktır. Listede ismini görenler büyük jüri milletin önüne gelecek ve oy isteyecekler. Vatandaş, birbirine el uzatamayanların dil uzattığı, üslupta seviye aşımına uğradığı hakaret çağrıştıran söz ve davranışlar görmek-duymak istemiyor. Böyle vekillere ülke geleceğini emanet etmenin endişelerini taşıyor.
Ülke siyasetinde en büyük iki sorun, ‘’saygı yetmezliği’’ ve ''ben haklıyım'' düşüncesidir. Bunun önüne geçildiği taktirde problemlerin büyük bölümü aşılacaktır. Fikrin üstesinden gelemeyen, düşünenin üstesinden gelmeye kalkıştığında, öfke gelir göz kızarır, öfke gider yüz kızarır. Kavganın kazananı yoktur. Ya kaybedersiniz ya da daha çok kaybedersiniz! Sıcaklık, bal mumu için neyse, nezaket de insan için odur. Irk, inanç ve mezhep temelinde yapılan siyaset, halkın has duygularını negatif yönde etkiler.
Toplumu ayrıştıran değil, birleştiren politikacılara ihtiyaç vardır. Gaye seçim kazanmak değil gönül kazanmak olmalıdır. Toplumsal barış ve istikbalimiz için kirli siyaset anlayışına geçit verilmemelidir. Bir zelzele felaketi yaşadık, hayatını kaybeden ve yaralanan canlarımız var. Bu zor günlerde siyasi nezaket, bir battaniye gibi insanı sarmalı, ısıtmalı. Millet iradesinin tecelligahı olan kurum, vatandaşın emelleri, hakları konularında çözümün parçası olması, güven vermesi gerekir.
Çay kaşığı gibi ortalığı karıştıran, öfke ve nefret dilinden sevgi iklimine göç edemeyenler hangi derde derman bulabilir? Ancak aynı sepete konan yengeçlerin birbirini yedikleri gibi, ''başkalarının huzurunu imha ederek'' yaşamını dengelemeye çalışırlar. Sevgi dili yerleşmedikçe, hangimiz hangimizin kalbine değebilir, kim kimin gözlerine bakıp bir şeyler anlatabilir.
Sözlerin birliği, kalplerin de birliğine sebep olur. Siyasette önce siz örnek olun, diğerlerinin değiştiğini göreceksiniz. Yüreği örselenmiş vatandaşa umut ve güven aşılayıp yarı yolda bırakanlar gönül sadakasını iki cihanda veremezler. Toplumsal huzur için ekmekten sonra en fazla birliğe ve dirliğe ihtiyacımız var. Elbiselerimiz ve eşyalarımız kirlensin, yeter ki kalbimiz ve şahsiyetimiz kirlenmesin, gerisini su temizler. ''Temiz seçim'' olsun efendiler!
*
Mutlu sonlara inanmayanlardansanız, sizi yanıltması için bu yazıya bir şans verin.
Yorum Yazın