Yaklaşık bir yıl önce uygulanmaya başlanan Yeni Ekonomi Modeli’nin temel amaçları arasında, “kur avantajı ve yatırımların artmasıyla ihracatın arttırılması ve cari fazla ile dış borca olan bağımlılığın azaltılması” yer almıştı. Peki, bu amaç ne ölçüde gerçekleşti?
Konunun daha iyi anlaşılması bakımından, ilk önce cari işlemler dengesinin tanımına yer verelim: Cari işlemler dengesi, bir ülkeye bir yıl içinde gerçekleşen döviz giriş ve çıkışlarının kaydedildiği Ödemeler Bilançosu’nun temel kalemlerinden biridir. Cari işlemler dengesi dört ana kalemin toplamından oluşur. Bunlar; dış ticaret dengesi (mal ihracatı ve ithalatı), hizmetler dengesi (ulaşım, haberleşme, turizm, sigortacılık, kültür hizmetleri gibi), yatırım gelirleri dengesi (hisse gelirleri, kâr payları, sermayeye eklenen kazançlar, faiz gelirleri gibi) ve transfer gelirleri dengesi (devletler-arasındaki hibeler ile yurtdışındaki işçilerin yaptığı havaleler gibi)… Cari işlemler dengesi, her ne kadar dört kalemin birleşimi olsa da, Türkiye’de cari işlemler dengesinin temel belirleyicisi dış ticaret dengesidir; yani mal ihracatı ve ithalatı arasındaki farktır. Başka bir ifadeyle, dış ticaret açığı büyüdüğünde cari işlemler açığı da büyümekte, tersi durumunda ise küçülmektedir.
Şimdi gelelim Hükümet’in cari işlemler dengesi ile ilgili ekonomik hedeflerine: Yeni Ekonomi Modeli’ne göre, Türk Lirası’nın (TL) değeri düşük tutularak (kurun artması) ihracatın göreli ucuzlaması sağlanacak ve bu da ihracatın artmasına, dış ticaret açığının azalmasına ve cari işlemler dengesinin fazla vermesine yol açacaktı. Ayrıca, döviz kurlarının yüksek kalması ithalatın pahalılaşmasına yol açacağı için, ithalat artışının da önüne geçilecekti.
Peki, döviz kurları tam bir yıl öncesine kıyasla iki kattan daha fazla artmasına rağmen, cari işlemler dengesinde nasıl bir gelişme gözlendi?
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) en son açıklanan verisine göre, 2022 yılı Ocak-Eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre ihracat %17,1 artarak 188 milyar dolara; ithalat ise aynı dönemde %40,8 artarak 272 milyar dolara ulaşmış. Yani, daha ilk dokuz ayda dış ticaret açığımız yaklaşık 84 milyar dolar gerçekleşmiş! Dış ticaret açığının artması ise, 2021 yılının Ocak-Temmuz döneminde 13,7 milyar dolar olan cari işlemler açığının, 2022 yılının Ocak-Temmuz döneminde 36,7 milyar dolara yükselmesiyle sonuçlanmış. Başka bir ifadeyle, bu yılın ilk yedi ayında cari işlemler açığımız geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık %168 artmış! Kısaca, bırakın cari fazla vermeyi, cari işlemler açığımız önemli ölçüde yükselmiş.
Artan bu cari açığımızı, pandemiye, savaşa veya yükselen enerji fiyatlarına doğrudan bağlamak mümkün değildir. Çünkü böyle bir gelişme, Türkiye’nin 1980 yılı sonrası kronik bir yapısal sorunudur. Türkiye ekonomisi yüksek büyüdüğü dönemlerde ithalatı hızla artmakta ve bu da dış ticaret ve cari işlemler açığını büyütmektedir (ve de tersi geçerlidir). Çünkü Türkiye’nin ithalatının yaklaşık %75’i ara mallarına, %15’i ise yatırım mallarına (makine, teçhizat) harcanmaktadır. Kaldı ki, Türkiye’nin ithalatının neredeyse dörtte biri sadece enerji ithalatına gitmektedir. Bu bağlamda, Türkiye’nin bu yılın ilk altı ayında yaklaşık %7,5 büyüdüğü dikkate alınırsa, büyümek / üretmek için gerekli olan ara ve yatırım malı ile enerji ithalatının neden artmış olduğu kolaylıkla anlaşılacaktır.
Özetle; TL’nin değerini düşük tutarak ihracatı artırmak bir yere kadar mümkündür. Çünkü Türkiye’nin ihracatı içinde ileri teknoloji ürünlerinin payı sadece %3’tür ve bu oranla ihracatta atılım yapmak pek olası değildir. Buna ilaveten, özellikle yüksek büyüme dönemlerinde TL’nin değeri düşük tutularak ithalat pahalı hale gelse dahi, ithalatı azaltmak da mümkün değildir. Çünkü ithalatın yaklaşık %90’ı büyümek için gerekli ara ve yatırım mallarından oluşmaktadır ve bu da ithalat artışı ile sonuçlanmaktadır. Kısaca, Türkiye’de cari işlemler açığı sorununun çözümü, ekonomik modellerle veya programlarla değil, yapısal dönüşümle mümkündür.
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Ordu Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.