Bu yılın ilk enflasyon oranı 3 Şubat 2023 Cuma günü saat 10.00'da açıklanacak. Piyasanın beklentisi, aylık enflasyon oranının %3 küsur; yıllık enflasyon oranının ise %50 küsur gerçekleşmesi yönünde. Aylık enflasyon oranı, son bir aydaki fiyat artışını ifade ederken, yıllık enflasyon oranı, Ocak 2022 ile Ocak 2023 döneminde oluşan 12 aylık fiyat artışını ifade etmektedir. Görünen o ki, enflasyonun artış hızındaki düşüş devam edecektir!
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve ekonomi yönetimine göre enflasyon oranlarındaki düşüş devam etse de, Ocak ayında fiyatı artan bazı temel ürünlerin zam oranları şöyle gerçekleşmiş: Tuz %28, bal %27, ıhlamur %18, tavuk eti %16, balık eti %10, süt ürünleri %10, dana eti %8, akaryakıt %8 (benzin ve motorin ortalaması), makarna %5...
Peki, o zaman akla şu soru gelmektedir? Tüketim kalıbımız içinde çok önemli bir yer kaplayan bu malların fiyatları Ocak ayında ciddi oranda artmışken, nasıl oluyor da Ocak ayının enflasyonu %3 küsur bekleniyor? Vurgulamak gerekir ki, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) sepeti içinde yaklaşık 400 ana madde bulunuyor ve bu maddelere farklı oranlarda ağırlık verilerek enflasyon oranı ortalaması hesaplanıyor. Dolayısıyla Ocak 2023’ün aylık enflasyon oranı hesaplanırken, bu 400 küsur ana madde dikkate alınıyor. Bizim yukarıda saydığımız gıda ve enerji fiyatları ise TÜFE sepetinin sadece bir kısmını oluşturuyor.
Bu satırları okurken aklınıza şu ifade gelebilir: En çok tükettiğimiz temel gıda ürünlerinin fiyatları bu denli artmışken, yaklaşık 400 adet mal ve hizmetin ortalama fiyatı %3 artmış bize ne!
Böyle bir ifade aklınıza geldiyse, hiç de haksız sayılmazsınız. Çünkü insanların ihtiyaç sıralamasında ilk sırayı beslenme, sonra barınma ve daha sonra da giyinme almaktadır. Ülkemizde halkın büyük bir kısmının düşük ve orta gelirli sınıfta yer aldığı dikkate alınırsa, gıda fiyatlarında meydana gelen artışların genel TÜFE artışına kıyasla neden daha önemli hale geldiği anlaşılmaktadır. Başka bir ifadeyle, halkın büyük bir çoğunluğu için “mutfak enflasyonu” çok daha önemlidir; çünkü harcamasının hatırı sayılır bir kısmını gıda ürünleri oluşturmaktadır.
Esasen yukarıda özetlemeye çalıştığım durum, TÜFE enflasyon oranının hane halklarının hissettiği enflasyon oranını neden tam olarak yansıtmadığının bir yorumu olarak görülebilir. Ancak yine de bütün bu açıklamalar, son bir yılda iğneden ipliğe çok yüksek oranlarda yaşanan fiyat artışlarına rağmen, yıllık TÜFE enflasyonunun nasıl %50-60’larda gerçekleştiğini izah edemez (2022 yılı TÜFE %64,2 gerçekleşmişti). Bunun izahatı pek tabii ki TÜİK’e aittir. Kaldı ki, Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre, 2022 yılında TÜFE enflasyonu %137,5 olarak gerçekleşmiştir. Yani, TÜİK ile ENAG verisi arasında iki kattan fazla bir fark oluşmuştur. Hangi verinin daha doğru olduğundan ziyade, bu denli yüksek bir farkın varlığı bile, Türkiye’de enflasyon oranının “doğru-dürüst” hesaplanmadığının çok açık bir kanıtıdır.
Yorum Yazın